Ana içeriğe atla

...Bironbeş

Işığın bileklerimden fışkırdığı zamanlarda, kum tanelerini sayarken ve sayarken. Kirpiklerimde kurulu iskelelerde
vapur seferleri bir boynuna kalkardı.
Büyürdü özlemler dallanırdı gözlerim körelirken. Sesine sürtüne sürtüne ilerlerdim geceye, kimseler yoktu.
Sesin kir olurdu, acırdı tırnaklarım öptüğün yerlerinde tenimin. Ağzıma bıçak değmezdi, soluk alıp verdikçe kanardı yanaklarımdaki çicek gölgeleri.
Zamanın içinde giderken ve giderken, yaklaşırken fesleğen kokulu uçurumlara, düşerken gökten, mırıldandığım şarkıları aklımdan alıp dilimde anardım.
Yutkunurken adının harflerini, dudaklarım devleşirken uzaklarda, ciğerlerim kaburgalarıma küslüğünü anlatırdı kalbime.
Kalbim öyle cahil, severdi hep, severdi ve yine severdi.
Fesleğenler güzel kokardı, sesinin tümü benim. Işık ölürdü vapurlar boşalırken usul usul. Uçurumlar içime varırdı hep, uçarken kuşlar, kuşlar giderken.
Anlamadım ben, bilmedim, ölmedim de hiç.
Kalbim severdi, kalbim seni öyle severdi hep.
27'si kasım'ın/ Su

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.