Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sus

Sus ! Sessiz ol.. Gerçeklerin farkında olmamak değil bu..Görmemek, bilmemek, anlamamak değil..Yüzümü uzağa uzağa attım takındım yangınlarımı..Hayat sessizliğe teslim. Ay ha düştü ha düşecek..Olmayan şeyleri var kılmak suç değil ki. Yaşamaktan mı acaba kaçınılan o korkular yoksa devam edebilmenin utancı mı.Ellerime ellerime bulaştırdım kalbimi.Karanlığa sürdüm ağzımı....Ay ha düştü ha düşecek.Dehşete düşürüyor beni güzelliği, bu biraz da haz. Aptallığımı kutsayan ışığını öpeceğim elbet... Bir kadına yakışır bir gece bu.... Sus fazla söze yer yok.

Biraz sen gibi

Ne soruların ne de cevapların hükmü yok artık.. Çünkü huzurluyum ... En nihayetinde tüm her şeyi kimseler için yapmadığımı anladım artık. Daha çok izliyorum göğü. Bahçemde yüzlerce kuşa kahvaltı masaları kuruyorum. Yorulmuyorum eskisi kadar çabuk şarkılarda. Çiçekleri kuruduklarında daha kolay affediyorum. Esen geçen yele adanmışlığını umursamıyorum artık tüm kokuların. Benim her yanıma sonsuzluktur yansıyan. Üzerimde eskidikçe güzelleşen bir yürek, ağzımda nakaratı kayıp bir nefes. Yüreğimle yürüyorum, ceplerimde maviler, mavilerimde yılmak bilmezlik. Umut bir ömürde yitirilecek kadar ufak ellerden doğmamış olmalı, aşk insanların evcilleştireceği kadar kolay değil. Olduğu gibi kabul ettim toprağı, kurağından yeşilinedek. Uzağından başladım sarılmaya niyetime. Ne soruların ne de cevapların hükmü yok artık.. Çünkü huzurluyum ... Bir şiiri susmak benim elimde bir şiiri haykırmak da öyle. Huzurluysam tüm sebepler benim.. Huzurluysam gök benim, bulut benim, ışık benim. Uza

Söylenmemiş Cümleler

Içimde tuttuğum ama yitirmediğim birkaç cümlem var . Söylenirse yer yarılıp yutacak gökyüzünü. Söylenirse beni bulutlarda sağ bırakacak cümleler bunlar. Onlar sanki yitip gitmiş hikâyelerin solmuş siyah beyaz fotoğrafları gibi. Onlar eskidikçe güzelleşenler. Insan önce yüzünü unutuyor geçmişin, sonra sesini, çok daha sonra da ismini.  Şimdiyedek tüm kalakalmışlığım hevesimi yitirmişliğimdendir.Tüm sessizliğim kendimi seçmişliğimden. Burası yaşanmışlardan arda kalan lekesiz bir zaman. Insan tek bir cümlelik zaferi olsun istiyor bazı hiyalerde... Benim var.
Belki de ben ..hevesini yitirmişliğini seviyorum bazı gecelerin,çünkü insan ancak o zaman hiç bir düşüncenin hesabını vermeden eski bir kendini sahiplenişe dönüşebiliyor.Anlamı eksik kaldıkça tamamlanır ya bazen insan.. Işte tam da öyle.
Ben hep inandım .. Pencerelerden gelirdi hayat içime ve pencerelerden uçup giderdi sessizliğim tenhalarına insanların. Bilmem kaç kez vazgeçtim de tekrar inandım. Perdeler eskittim, gece gündüz azalttım. Sorsan kaç dilde bilinirdi ismim Sorsan kaç kez anlam yitirdim. Ama ben hep inandım, bir gece penceremden dolacak tüm kuşlar göğsüme.
Küskünlüğüm kendime değil... Çünkü benim özgür bıraktığım kuşlarım var.. Çünkü çiçeklerine su verdiğim mezarlarım.. Çünkü göğüs germişliğim var yalanlara.. Çünkü tövbe dokundurmadığım günahlarım.. Çünkü af çıkartamadığım mahkûmlarım var.. Çünkü ben bir daha geçmeyeceğim bu hayattan.. Küskünlüğüm kendime değil ancak bir isim veremiyorum bunların hepsine birden.. Zaman ... geçti geçti.

Sevmek değişmiyor

Sağanak yağmurların deliliği.Ayaz rüzgârların keskinliği .Işığın mesafeleri yok etme gücü ve daha daha çoğu.Nasıl tarif edebilirim bilmiyorum bu hissi. Düşünüyorum düşünüyorum ama almıyor aklım.Sığmıyor ve esnemiyor hakikatliği hiç bir türlü.....Kırgınlık gibi bazen insanın kendi kedine duyduğu ama aynı anda da öylesi bir huzur, her zerresini çözmüşçesine ruhum kâinatın.....Büyüdüm artık ben diyemiyorum böyle anlarda. Ne ellerim yetiyor tutunmaya ne ayaklarımda güç. Koşar adımlarla yaklaşıyorum bir yağmurdan diğer yağmura.... Elbette ki bazen hayal kırıklığına benzeyecek gözlerim, belki de zamanla değişmiş ve bozulmuş her düzene. Ama bu işte güzelliğim, sabit, köklü ve bu dünyaya yakışmıyorcasına sadık.Yaşadıkça yenilendikçe eskimeyen tek şey oluyor yüreğimin direnci. Yenildiğimi zannettiğim her zaman beni ölesiye tokatlayıp uyandırıyor yine hayata.....Izliyorum, dokunuyorum, hissediyorum. Üzerime üzerime yığıldıkça genişliyor gök, hiçbir hava koşuluna yenilmiyorum. Eşsiz bir inkâr bu,