Içimde tuttuğum ama yitirmediğim birkaç cümlem var . Söylenirse yer yarılıp yutacak gökyüzünü. Söylenirse beni bulutlarda sağ bırakacak cümleler bunlar. Onlar sanki yitip gitmiş hikâyelerin solmuş siyah beyaz fotoğrafları gibi. Onlar eskidikçe güzelleşenler. Insan önce yüzünü unutuyor geçmişin, sonra sesini, çok daha sonra da ismini. Şimdiyedek tüm kalakalmışlığım hevesimi yitirmişliğimdendir.Tüm sessizliğim kendimi seçmişliğimden. Burası yaşanmışlardan arda kalan lekesiz bir zaman.Insan tek bir cümlelik zaferi olsun istiyor bazı hiyalerde...Benim var.
İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...
Yorumlar
Yorum Gönder