Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mesela

Saat sabahın üç buçuğu ve ben yine huysuz bir bahar sabahının serin sessizliğini izliyorum. Penceremin başına oturduğumda gördüğüm bu manzara, uzun ve boş sokak. Parçalanmış ve tekrar gökyüzüne tutuşturulmuş gibi görünen bulutlar, bu kent, bu bilindiklik ve düşüncelerim. Şuracıkda oturduğum halde gidebildiğim yerler, tekrar yaşadığım zaman dilimleri, bulup yitirdiğim insanlar. Hepsi ama hepsi nasıl anlamlarına aykırı düşebiliyorlar. Insan hep şimdiden ibaret değil sonuçta öğrendim bunu, öğrendim herkes gibi bir şekilde ama her şeyin bir anlamı var diyorum kendime. Kendimi tekrarı olmayan şeyleri anarak terbiyelerken güzelliklerin hep çevremde kalabiliyor oluşuna da şaşkınlık duyuyorum. ... Kalbim daha ne kadar büyüyebilir ki aklım şuncacık yaşanmışın içinde kendini yitirmekten korkarken.. ... Sen dik dur, zaman eğri diyorum kendime bazen.. Sen öğren, unutmak kaybetmek diyorum zihnime. ... Elleriyle konuşurmu bir insan, ben konuşuyorum. Sesinin yankılandığı boşlukları ziyaret eder mi,

Sen ve ben

Güzel cümleler kurabilirdik sen ve ben.. __ Sen ayakta tuttuğun güçlü taş duvarlardan bahsederdin bana  ben ise tutunduğum gökyüzünden... Elbet bir sessizlik bulurduk oturup anlamlandıracak, tamamlayan bir yanımız olurdu susulanları.... Sanma ki zaman ihtiyarlamıyor biz geciktikçe, sanma ki ben hiç bir şey bilmedim değişmedim.. Duvardaki saatin tıkırtısını gece yarılanadek çok dinledim ben. Her gece söz yuttum satır yarattım.  ___ Huzur hep kurtuldu, mutluluk hala masum korkma. ___ Sen ve ben öylece durabilirdik yan yana. Inşa edilmiş en zıt iki parça gibi çirkin olurduk belki, belki de öyle güzel düz vadilerce. ____ Sanma ki karanlık ışığın gücüne yenik düşüyor.. Gördüm, göz yumuyor sadece ve bize tahammül ediyor.  Ne çok şey biliyorum bak sen yokken ve bunca cahilken benden yana. Aklım düşüyor, aklıma düşüyor tüm bunlar. Tutmuyorum artık hiçbir şeyi. ___ Ah ! Denizi özleyebilirdik işte tam şimdi. __ Eminim kuşlar konsun diye var o sakin dalgalar, koca deniz bize niye du

Hepsi bu arda kalan

Ince bir sızı bazen, öyle nereden geldiği belirsiz gibi. Bir nefeslik şaşkınlık ya da boşluk bir adımlık. Hepsi bu arda kalan.   Bununla iyi yaşanır bence.

Mutluluk

Mutluluk var buna inan.. Çünkü insan bir yerden sonra yeni umutlar ediniyor, yıkıyor duvarları kendine yeni pencereler var ediyor. O, kuşlar gibi uçmayı hayal ettiği çatılardan göğe kanatsız da dokunmayı öğreniyor. Ne yapsa değişmeyecek olan her şeyi çiçek kabı olarak kullanıyor, eski gazetelerle hediyeler paketliyor, arınıyor ve renkleniyor. Her mevsim başka bir rengine bürünüyor gücünün, her nefesinde ardına gülümseyecek kadar seviyor şimdisini. Hayat insanı sürüklüyor böyle böyle hiç durmadan. Toprağını suyunu ışığını hesap sormadan yargılamadan veriyor. Hayat hep yeniden doğurabiliyor insanı, iyi ki. __Insanlar insanlara pek dokunamıyor sonralarında tüm bunların. Seyrinden hoşnutuz, kokusundan çekingen, dehşete düşüyoruz öyle kalpsizler bazen ve sarılabiliyoruz da en derinden, insanlar affetmek oluyor her şeyi. Insanlar şefkat oluyor. Böyle böyle inşa ediyoruz gerçeğimizi. __Bak, annemi annem bildiğim yaşa geldim. Dikiş biliyorum en az onun kadar, söküğü bitmez ki kalbin. __Ba

Huysuz bahar

Saat sabahın üç buçuğu ve ben yine huysuz bir bahar sabahının serin sessizliğini izliyorum. Penceremin başına oturduğumda gördüğüm bu manzara, uzun ve boş sokak. Parçalanmış ve tekrar gökyüzüne tutuşturulmuş gibi görünen bulutlar, bu kent, bu bilindiklik ve düşüncelerim. Şuracıkda oturduğum halde gidebildiğim yerler, tekrar yaşadığım zaman dilimleri, bulup yitirdiğim insanlar. Hepsi ama hepsi nasıl anlamlarına aykırı düşebiliyorlar. Insan hep şimdiden ibaret değil sonuçta öğrendim bunu, öğrendim herkes gibi bir şekilde ama her şeyin bir anlamı var diyorum kendime. Kendimi tekrarı olmayan şeyleri anarak terbiyelerken güzelliklerin hep çevremde kalabiliyor oluşuna da şaşkınlık duyuyorum....Kalbim daha ne kadar büyüyebilir ki aklım şuncacık yaşanmışın içinde kendini yitirmekten korkarken......Sen dik dur, zaman eğri diyorum kendime bazen.. Sen öğren, unutmak kaybetmek diyorum zihnime.....Elleriyle konuşurmu bir insan, ben konuşuyorum. Sesinin yankılandığı boşlukları ziyaret eder mi, ben e