Hayatı yaşanır kılan su, toprak, hava, ve işte yeşil, biraz taş, biraz umut, sonra senin o sesin,masmavi. Mevsimsiz ve vakitsiz, hep mavi hep hep mavi bana. Insan söylemeye çalışınca dilsiz, dokunmaya çalıştıkça elsiz, ayaksız koşmaya çalıştıkça, ve koklamaya çalıştikça inadına nefessiz kalıyormuş sevince. Efkârlardan geceler ögreniyormuş, özlemlerden şiirler. Hayal kurarken yeni yeni hayatlar var edebiliyormuş, bahceli köy evleri, yüksek balkonlu kentler, ağaçlı çiçekli gelecekler. Rüzgârın hatta yağmurların bile, lütfen hep bana dokunsun. Kapla beni. Insan sevince, büyük hayaller kurarken öyle habersiz, ama yine de illa kurarken, bir kuşun özgürlüğüne iliştirmek istermis gönlünü. Gönlümü verdim. Bilirsin, ben çok söz bilmem, uzun uzun yazan sessizliğim, yüzünün karşısında gök kesilir. Bilirsin ben büyümem, bir çocuk cesaretiyle severken, korkarım seni aniden kaybetmekten. Ellerini tutup, gözlerine bakarak, var saymadan ikimiz ötesinde hiçbir canlıyı, an