Ana içeriğe atla

Sensizim

Sevmek sevişmek kadar kolay mı?
Sen diz kapaklarıma kaç suskunluk biriktirdin, göz kapaklarıma kaç iz, kaç yara kabuğu omurga kemiğime, köprüler bir omzumdan diğer omuz ucuma.
Geçti mi dudaklarındaki acı, saçlarına kuşlar kondu mu yine yürürken, andım mı adımı tenlerle sevişirken.
Bedeninin gölgesini ezberledim duvarlardan, muslukta ağız tadını, kağıtlardan yatak yorgan mumlardan yıldızlar.
Sesimi yutkunurken şimdi ben, uyur gibi yaparken, bilmeden dahi yerini.
Şu sevmişliğim yeminim olsun, kimseyi sevmeyeceğim.
Sen, peki ya sen ?
Sevmek sevişmek kadar kolay mı?
Işte yeni pencerem, işte başka bir kent. Duvarlar içten bakınca her yerde aynı biliyor musun, hep aynı yokluğun, aynı kokuyor özlemin.
Ağrım yok, ağlamak gülmek kadar ancak.
Söylediklerimi unuttun mu, ya şiirleri, ya ellerimi, ya sesimi, ya boynumu ?
Sokakların hatrını sor, göğü kolla, öp denizi.
Öp bileklerini, avuçlarını öp, öp kalbini, biraz da benim için.
Sensizim, yaşamak ölüm kadar ancak.
8/12/2017

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.