Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir mart 2019

Belki ...satırlarımdan vazgeçmeliyim artık çünkü alıştım çiçeklerimle konuşmaya. Birsürü mevsim geçmiş gibi hissediyorum kendimi, birsürü yol aşmışım gibi. Halbuki kaç sabah kaç gece geçti saymıyor ki... .  Iyiyim gibiyim, belki de hala kuşları kandırıyorumdur pencereme konan, bilemiyorum. .  Bu his ne bir zafer ne de bir yenilgi gibi, bu his başı yada sonu olan hiçbir şeye benzemiyor.. .  Sesimin yankılanışı aramıyorum artık aklıma gökyüzü düşünce, bulutların özgürlüğüne yaslıyorum fikrimi.Kalbim hiç olmadığı kadar sakin ve derin. Kalbim hiç bilmediği kadar muhafazakâr ve temiz. Kalbim yerinde hala.... . Anlatmak istediklerimden vazgeçmedim, anlattıklarıma hergün sabah akşam su veriyorum, her gün tozunu alıyorum raflarının. Bazen mor menekşeler bazen de sarı güller koyuyorum yanlarına.... . Yüzyıllarca dinlemeyeceğim şarkılarım var artık benim, halbuki hala o kadar tazeler ki dans edebiliyorum bazen melodilerinde.. . Içler karartıcı anılarım var, tüm ışıklarımı onların üze
Ne zaman dünyada her şeyin bir yalan, bir uydurmaca yada bir akıl oyunu olduğunu düşünsem. Korksam çok çok, buz kesilsem, sığmasam kendime. Korksam sokaktan, kaçsam kaçsam ve kaçsam sonra kalakaldığımı görsem. Gördüm zannederken fikrimi arasam ve bulamasam. Bulamadığım batsa etime, kemiklerim ağlasa ve ne zaman böyle ruhumu azarlasa gecenin geç vakti....Bensiz kalsam, sensiz kalsam, öksüz kalsam böyle.. Çöker kalırım yersizliğimde, vadiler uyanır duvarlardan, kuşlar öper avuçlarımı....Suskunluğum yankılanır ve daha çok yankılanırken sonra göğün koyu teninde. Anımsarım yoksulluğumun yıkılmaz muazzamlığını. ...Sebep sensin....Kalbimi yatıştırır ağzımı örterim. Kaç kez üzdümse gözümü o kadar da tararım saçımı  kirpiklerimedek....Anımsarım siyahı, anımsarım derinliği, kuytuyu, anlam bulur halim kanatlanır içim. Içim olursun kurtulurum....Fısıldanıldımı hiç adın böyle bilmem, bunca keskin ve söküp koynuma toplarcasına tüm yıldızları....Ellerimde sakinlik nefesimde bir esinti. Anımsarım ye
" Bir akşam yelinde gülüşüme eğildi ve ne olduğunu sordu. Açıklanacak bir şey olmadığını söyledim ona, öylesine işte dedim gülümsüyorum.. Fakat bu doğru değildi. Bilmesine gerek yoktu çünkü, bilmek anlamaya çalışması demekti. Ama şimdi böyle daha derindi gözleri....Vardım, onun için ve onunla vardım....Onu sevmek ışığa yakın olmaktı....Aydınlık bir gök şehrinde saçlarımdan kuşlar yapıp yeryüzüne bırakıveren bendim ...ve o bereketimdi yağmurlarca, ellerimden akan nehirlerdi, sulardı, güçtü...Yaşa dedim, yaşa beni. ... Açıklanmadan kalalım biz. " 13şubat19
Akan nehirlere benzer gülüşlerim..başını okşadığım acılarımla elbet dost olacaktır...Yaşamaktır bu bayım...Dibine vururken şişelerin göğe dualar bağcıklamaktır...Gel sen bu hallerime hiç ciğerini yorma, aklın almaz, hacmin yetmez...Marifet  gelip geçen mevsimler değil,..marifet pencereye yakın,..gölgöyle barışık...ve inadına çiçek açabilmektir. 7şubat19
Bir masal uzandı saçlarıma .. ellerin böyle sessizken .. Ki geceleri kirletenlerdi. Ağıtları kahkaları kadar ucuz, gözleri kör, ruhları eksik. Bizi hiç anlamadılar. Oturdum izledim, suçladılar yıldızları. Oturdum da izledim, nasıl yaktılar denizleri.Oturdum ve izledim geceyi Bizi hiç tanımadılar. Seni.. andım andım sevdim. Sevdim seni....Bu dünyada şiiri ayakta tuttun diye sevdim.bKuşu, bulutu, yeli bana tanıttın diye sevdim. Geceler kadar ama aydınlığımca, buldum demeden sonum diye sevdim...Gülümsedim geçtim de küstah zannettiler. Geçip gittim diye nankör. Seni.. andım andım sevdim. Seninle kaldım hayatta. .. Gölgelerden korkulmaz .. onlara ateşler öğretilir. Seni .. anladım anladım sevdim. 5şubat19

Düş kur

Bir düş kur... Ellerinle süsle üzerimi, ayak bileklerime takılsın kalsın vakit. Hep gizli bir acıya inliyor hayat. Düş kur.. Gece ayaz, bu incelik fazla bana . 2018

Özgür

Bırakıveriyorum kendimi.. Çünkü güzel bir şeyler doğuruyor fikrim adım seslerini dinlerken hayatımda. Ellerim katmerli bir çiçek gibi açılıp yakışıyor yüzündeki mevsime. Tüm bunlar isimsiz ayrıntıları yaşamanın, derin anlamı sözsüzlüğün. Çünkü bu tek açıklanmamış yanım benim. Ve sen, sende başlıyor akşam, sende başlıyor gece. Çünkü güzel bir şeylere benziyorum seninle, ışığa yaslı, sabaha yakın, özgür. Kıpırdama sevgilim. 31ocak19
Bir gece doğurdum sana aydınlığımdan.. Hiçbir kara parçası yıldızsız kalmayacak artık. . Kimse karanlıktan korkmayacak.   Ucuz düşlere tutunup uçurumlardan düşmeyecek hiçbir kalp. Al..   Bir gece büyüttüm sana kokumdan .. Yanın oldum, eğildim, dirildim, köklerimi bağladım sana.  Sana dört mevsim güzel sabahlarla geldim. Seni yitirdim, tek kendimde biriktirdim. Soludum tattım içtim seni. ... Yüzüne adadım yüzümü, sesime yeminler düğümledim, seçtim geceyi, geceyi sana seçtim. Al..   Bir ben var ettim sana hiç yoktan. Iki parça bir bütün ruh gibi.  (Uzandık.  ) Al.. ellerim ellerinde.. (Al ruhum, al yüreğim ) al ben senin gecenim.   Gölgemiz düşmez artık birbirimize. 29ocak19
Uyur uyanırım değişmez hiçbir şey. ... Uyur uyanırım vazgeçerim yazmaktan, küser bana ellerim. .. Uyur uyanırım sensizliğime .. uyku utanır, ... ben utanırım, ... şiirler öksüz kalır. ... Ellerim diyorum sevgilim .. ellerim ! 19ocak19
Bazen beni aşıyor ruhum.Ne yapacağımı bilemiyorum, çok istiyorum evet çok çok istiyorum herkes gibi olmak, yetinebilmek, boşverebilmek istiyorum. Sıvı olmak nasıl bir şey acaba diyorum kendime, duru olmak, hesapsızca dalgalanmamak nasıl bir şey acaba. ... Insanın ellerinin kendi bir hayatı olmamalı, kimse oturup ellerine sakin ol, sakin ol demiyor benden başka. Kimse sesini kilitli kapılar ardında terbiyelemiyor, kokuları bu kadar yoğun yokluğu bunca derin yaşamıyor. ... Kusur bendedir belki diyorum, sonra aynaya koşuyorum her şey olması gerektiği gibi, yarım tebessümlerini kimseler görmüyor ki insanın, yarım gözyaşlarını da öyle. Bütünlük eskilerden kalma bir şeymiş gibi nadir. .. Ben buldum onu. .. Özlemenin de bir kuralı olmalı, aynı sevebilmeli insanlar birbirlerini. Aynı yara onda da olmalı, oda ürpermeli benimle yüreği doyunca. ... Kim bilir, çok renk var diyedir belki bu karanlığın gücü, kendini biriktirmiştir yitip gitmemek için. Belki o yüzden ben hep çok daha fazlayım. Arsı
Pencerelere koşup koşup göğe bakar oldum bu günlerde. Dalıp dalıp gider oldum bilinmez yerlere. Hayal kurmayı aşınca yeryüzüne daha bir şefkatle dokunuyor insanın elleri.Gökyüzü daha bir büyüyor, içine alıyor insanın içini, sarıp kolluyor. .. Sorum yok, cevap gereksiz, sadece özledim .. ki ruhuma iliştirdiğimindir kendisi ... dağınıklığım bundan. 15ocak19
Bir şeyler değişir ve siz bunu hissedersiniz. ... Sözlerle davranışlar bir birini tutmaz artık. Gereksimler, ihtiyaçlar, ilgi eksilir. Ne deseniz bir anlam ifade etmez. Satırlar ziyan olur, sessler unutulur, büğüsü bozulur hayallerin. ... Olmazsa olmazlıktan çıkmış bir eşya gibi beklersiniz köşenizde. Yoksunuzdur, bunu farkedersiniz ama hükümsüz kaldığınızı da bilirsiniz. ... Alışmamak gerekirken siz alışmışsınızdır çünkü, sevmişsinizdir de üstelik. Küskünlükler hep bundan, hep bundan şiirlerin yetimliği bilirsiniz ... Bir eşya gibi çürümekten korkarsınız. Ufacık ışıkları izlerken sessizce, var olmaktan vazgeçseniz bile ne olabilir ki artık dersiniz. Beklemek ve üzerinizdeki toz tanelerini görmek incitir sizi. Bir eşya bile acır, bir eşya yas tutar, bir eşya susar. Geriye kalan çürümektir. ... "Bana esen rüzgârları,hırçın dalgaları, bana kuşları! .. Bana şarkıları, bana kalbimi, bana elimi ayağımı, bana kendimi hatırlat tanrım! ... Ben kadınım." 15ocak19
Hani ... bazen güzel sözler duymak istediğimiz halde  sessizliği kırıp geçemeyen bir boş sokağa benzeriz ya, hemde en olmaz vakitte sıkışıp kalırız yerle göğün arasında. ... Hani ... tek insan kalmamış gibi yayılır ya sonra karanlık, yağmur hızlanır, hırçınlaşır kalbimiz. .. Hani ...isteriz ya öylece gözlerimizi kapatalım ve hep okşamsın ruhumuz. ... Okşansın ve okşansın ve okşansın.. ... İşte buyrun bu şarkı tüm dediklerim ve söylenmeyenler. 13ocak19
Sarıldığında aklanıyor yaşamın elleri... ....Çünkü korkularımı alıyor, ... çünkü  dokunuyor kalbime hiç bilmediğim gibi. Çünkü sızlıyor hafif hafif, hayatta olduğumu hissettiriyor. ... O benimdir. ... Saçım özlese, kokum özlese onu, özlese tırnak diplerimden yutkunuş sesime kadar tüm varlığım. Duvarlarını, kanepesini, sokağını, kuşunu, bulutunu özlesem. Özlesem gürültüsünü, kavgasını, davasını, yanğınını özlesem. Öyle aşsa beni var kılsa üzerimde geceyi. ... Öpsem onu cehennemin dibinden göğün alnına kadar. ... Öpsem öylece. ... An bitse, zaman bitse, gece bitse. ... Öpsem öylece. .. Söylediğimden sustuğuma. ... Ölümden yaşama. ... Bir yıldız ışığına, bir su damlasına, bir avuç toprağa sürsem onu, kalsa, geçmese. ... Akıp giden hayatın içinden ruhuma köklenip kalışı için, duruşu için, sevgisi nefesi ömrü için. ... Öpsem öylece. ... Yetişmeyecek adım sonsuzluğa biliyorum, korkmuyorum. ... O benimdir. 13ocak19
Hakettiğimi düşündüklerim olmasaydı sizlere ebruli ve masum şiirler yazabilirdim elbet. ... Anlatabilirdim bir kar tanesinin burnunun ucunda eriyince nasıl gülümseyebildiğini bir insanın. .. Bir annenin çocuğunun uykusunu izlerkenki yüz ifadesini hatırlatırdım size. ... Bilseniz ne güzel gürültüleri var bu mahallenin, ne muzip kedileri, bahçe çiçekleri, çatı katları, çatlak kaldırımlardan uzayıp büyüyen yeşilleri, mavileri göğünün. Hakettiğimi düşünmeseydim eğer.. ... Düşünmesem yüreğimin çatlağını, kokmasa bu gece bu kadar iç kabartıcı, esmese rüzgâr, acıklı şarkılar gelmese habire aklıma, inanın inanırdım inandıklarıma. ... Ne güzel bilirdim halbuki ben aşkı, ne çabuk küser nasıl derinden açılırdı içim dünyaya. ... Aç susuz kalır da yine de yazardım size huzuru, umudu yazardım, mutluluğu. ... Hakettiğim bu zaman kırımı, bu yas ve bu isyan. .. Hakettiğim mi bu ? ... Bana uzaklardan bahsedin. ... Bana deyin ki, bu da dahil veremediklerine. ... Kıvrana kıvrana düşüyorum hissi, insan
Sonra bir yerinden incindi dünya.Işıklar söndü, insanlar uyudu, kuşların ürkekliğine gizlenen bir çocuktu artık kalbim. ... Sen erişip tutamadın göğü, yarıldım bin yerimden milyonlarca yıldıza saçıldım. ... Sen erişip tutamadın hayatı, ölüp her nefeste biraz daha direndim. ... Sen erişip iyi edemedin dünyamı, yandım söndüm, yanmak için söndüm. ... Ağladım, ağladım, ağladım. ... Ne sana kızabilirdim artık ne göğe. Ne kuşlar anlardı artık beni ne de martılar. ... Sustum ve öylece izledim hayatı, hayata küstüm, sana küstüm, kendime küstüm öylece. .. Avuçlarında baharlar, yüzünde kır şenlikleri, sesinde umut. ... Izledim incinen dünyayı, seni izledim, izledim kendimi. .. Bak tüm kuşlar eksik. ... Ağladım, ağladım, ağladım. ... Yüzyıllarca okşasan geçmeyecek bu çizik. 10ocak19
Yüzüme tüm kuşları kondurduğundan, ellerimden ağlar dizlerimden yutkunur dururdum ben. ... Telafisi olmayacak bir şeylerin yasını tutardım sanki ama herkesin gözleri gökteydi. Yitip gitmişti bir şeyler adımlarımdan, vaktinde içime saramamıştım kalbimi ki ince ince yağmurlar yağarken hep üşürdüm artık. ... Kuşlar kanat çırpınca ben gülümserdim sayılırdı, sayılırdım bir yerlere ait, sayılırdım bir anlama sebep, sayılırdım hep bir şeyler. ... Kimse ağzımı görmezdi, sormazdı beni, duymazdı kimse. ... Adımı hiç bilen yok. ... Bulutları aşan ışığa selam ederim. 24aralık18
Onca söylenmiş modern ve doğru ve derin sözün içinden sıyrılıp da aciz aklımın yankısını bil istiyorum.. "Dünümüz bugünden yarına tek kârımız olabilecekse belki.. sen hiç korkmuyor musun ?"
Çünkü dedim sessizce .. ılık yağmurların mevsimi değil bu, aldanma. İz bırakmadan geçmez hiçbir karanlık. ... Avutmaktan yorul adam olmaz yanlarını hayatın.Üşümekten vazgeç sana ait olmayan yerleri. .. Sen ki kaç kez gördün gökten yıldızlar düşsün bahçene... ... Söylesene !? .. Özgür kılınan bunca nefesin ortasında sönmek öyle kolay zannetme. Sabahlar tek bu yüzden var, tek bu yüzden yatağın vadilerin tümüne sahip ve tek bu yüzden sen bir evin en yediverenisin. .. Yağmurlar yeryüzüne ait değil ... ama sen.. Uyu . Devam etsin. 20aralık18
Düşler hep kendini tekrarlayıp durur zaten değil mi ve ruh kendini tekrar tekrar inşa eder yeniden aynı noktaya varmak için. ... Bazı anlamsız detaylara fazla değer yüklediğimi biliyorum çünkü zannediyorum ki en sonunda kendimi var kılacak yada yok edecek olmamın terazisi sadece bu detaylar. ... Kalbim bozuk bir plak gibi hep aynı yerde takılıyor. Değişmiyor hiçbir şey, geri sarıyor tüm yollar ve sonsuzluğa ulaşıyor bu döngü böylelikle. ... Boşa mı çabalıyorum sorusu yankılanırken beynimin içinde yüreğime verdiği hasarı umursamadan, hiçbir şeyin asla yerini değiştiremiyorum ya ... tüm kırgınlıklarım bundan. 18aralık18
Seni hiçbir yanına tutuşturamazdım hayatımın, öyle çoktun. Iliklenmezdi, dikiş tutmazdı öyle kolay kolay seni sevmek dediğim suskunluk. ... Dilim vardı, dil bilmez olurdum. Sesim vardı, sesim her ağzımı açtığımda cız ederdi kızgın yağa yağmurlar düşermiş gibi. Kime benzerdim kim bilir aynalara bakarken, neydi acaba kokum. Uçuşurdum ben tüğlerim görünmezdi, kanatlarım içimde gizli. ... Böylesi keskinlik insanın kendini de deşerdi bilirdim halbuki, yine de içim giderdi dayanamazdım yokluğunun korkusuna. ... Dudaklarımın mühürü olurdu göz kırpmalarım, ağır yüklü bir gök gibi susardım. .... Bilmeyen sis zannederdi belki, kapımın eşiğinden ta  senin oralara uzayan ellerimi. Tırnak diplerimden gülücüklerim akardı deniz kıyılarına. Fırtınalara gizlenirdi isyanlarım. ... Zaten kim anlayabilmiş ki bu ruhu, yaratan ve hala dik tutan Allah'tan başka. Inançsız insanları düşünüyorum da inanmak da nasip işiydi belli ki, senin gibi. .... Ne yana dönsem pencerelerim vardı çünkü, her köşeme güneş
Şiirlerde ismin geçmiyor, bir benim içimde soluyor varlığın.Çiçeklerimi sen gibi seviyorum, perdelerim uçuşuyor, yüzünü görüyorum.Hatırlıyorum, unutmadıkça güzelleşiyor katıklarım. .. Öptüğün dizlerimde dudakların duruyor, kesip attığım saçlarımda anıyorum öfkelerini.Hala kimse bakamıyor senin gibi, kimsenin sesi sesimi doğurmuyor.Gülüdüğüm her yanımda bir tutam sen var. Gülümseyişimi sen biliyorum. ... Gönlünü seviyorum. ... Masum bir çocuk gibi iki avucuma sığmışlığını hatırlıyorum, ufacık kaldığımda hayatın ortasında ve gözlerinden uzuyorum göğe, dimdik, gür, eksildikçe çoğalıyorum kirpiklerince. Ağaçlar çiçeklere bürünüyor, seni anlatıyor mevsim. .. Beni hatırlatıyor, sende ki. ... Aklının tenhalarında gülümsüyorum sana her ezan vakti, biliyorum. Güneş doğarken pencerelerini, batarken hüznünü açıyorum ellerimle hala. ... Avuçlarından geçiyorum, çatılarda gizliyorsun göğsünü, göğsümü kokmuşluğundan biliyorum. Adımlarıma zaman veriyorum, ses etmiyorum sana boğazıma oturduğunda, ya
Anladığın o gün gelecek elbet .. sabahların neden geldiğini, neden bittiğini gecelerin. ... Anladığın o gün gelecek beni. Bir ışığın kırılışı gibi güzel ve sessizce uzanıp dokunacağım varlığının dört bir yanına. ... Gülümseyeceksin, tüm renkler benim olacak. "günaydın" 13aralık18
Bil ki zamana hiç küsmeyeceğim bundan böyle, küsmeyeceğim dünya dertlerine, yola, kuşa, buluta küsmeyeceğim. ... Sayısız gecelerce gururlu, sayısız günlerce sabırlı. Sana tek sana kırılacağım tekrar tekrar ... bin kez bin bir parçaya. .. Hiç utanmadan, hiç unutmadan hemde. .. Af daim. ... Sızı baki. ... Ses yok. ... Buralardan bahsedene rastlarsan eğer bir gün ağzında o sonsuz güzellikle. .. Af daim. .. Sızı baki. .. Ses yok. .. Özlem dile gelmekten mahçup artık, umut eski. Kaldığım sen değilsin, gittiğim ben değil. .. Yok artık tutma bırak ... adı yok yeryüzünde tüm bunların. ... Düşünme . ..Ses yok . ..Hiç ses yok. 12aralık18
"Bazen öyle bir avuçluyorsun ki kalbimi.. Seni bilmem kaç kez tekrar bulup tekrar seviyorum.Insan artık içinden koparamayacağı şeyleri iyi biliyor, hatta bastırıyor, tüm gücü ile daha çok bastırıyor.. Ne karanlığı ne de ışığı bir daha asla değişmesin diye nefes alıp verdikçe." Eylül'1/18
Insan istiyor ki hayalindeki gibi olsun bazı şeyler yada hak ettiği gibi en azından. Bir defa da olsa şaşkınlığa düşmek istiyor, sevinçle kuşatılmak sebepsizce.Dilek tutmayı değil de inanmayı yitiriyor insan. Onun elleriyle yaratılmış gibi okusun istiyor kalbini. ... Olacağı yok bazı şeylerin. .. Bugün güzelliklere dalıp ... böyle kuru bir hüzne benzemem ondan. 12aralık18
Kaç yüzyıllık dava bu bilmem, böylesi gürültülü hali içimin, bunca sessizliği evrenin. ... Göğe ne zaman dayasam nefesimi, ... özlesem böyle, .. yani çok özlesem . ..Rüzgârdan azad edilmiş bin kuş, .. üzerime yağan kutsal kılınmışlığıyla ... örtüyor tüm mekân ve zamanı. ... Kara bir deniz saçlı çocuk oluveriyorum, ... tüm sevmeler taze, ... tüm sevmeler masum ... ve omuzlarımdan tek sana kadar kalıyor yeryüzünün ömrü. .. Ben hiç şikayet etmiyorum, hala özlüyorum. ... Ödül hayatıma yansıyışını bilişimdir. 11aralık18
Birçok şeyin ismi yok sevgilim, birçok şey öyle sırf varlığıyla yakışıyor bu dünyaya. Keşfedilmeden yanıp sönüyor yıldızlar, seyredilmeden doğup batıyor gün. Şeffaf bir sessizlikle akıp gidiyor hayat.Bileklerime çök istiyorum, tenime sin, terime karış, yutkunulmuş bir çığlık gibi yankılan içmde sonsuzluğadek. ... Iyilik için yürüyelim yeryüzünün her yanında, çocuklar kadar masum, yaşlılar kadar suskun. Hiç bitmesin büyük güçlerin başlattığı bu direnç. Hiç tükenmesin eksildiği yanlarından ışık saçan ümit. .. Sen hep bende en güçlüsün. ... Ben tek sende bunca güzel. ... Birçok şeyin bir anlam gereği yok sevgilim, ihtiyaç duymadan hiçbir sebebe, tek bir gerekçesi olmadan öylece süzülüyorlar hayatın içinde . Ağaçlar solup yeşeriyor kimse teşekkür etmesede.Çocuklar kahkahalarla gülüyor hayran kalıyoruz anlayamasakta.Onca pencere, onca sokak, kırlar, bulutlar ve kuşlar ve deniz ve gök, kat kat toprak.Birçok şey öylece tek varlıklarıyla güzeller dünyada. ... Dudaklarımdan tekrar doğ istiy
Bilirsin elbet.. hep inandım diye rastladı ışıklar bana. .. Ele avuca sığmazlığım oldu ... daha henüz keşfettiğim hallerim. ... Ayak üstü isimsiz telaşlar edindim, sonra çoğaldım hep, hep çoğaldım. ... Senden ötürü . 7aralık18
evet belki biraz mucizelere de inanıyorum.. . Dişle tırnakla, yürekle ruhla elde edilen ama sonrasında insanı kum fırtınalarına dönüştüren o mucizelere. ... Bilmem çöl mü bu savrulduğum yer, yoksa bir sokakmı, tüm çatılardan aynı anda yeryüzüne uçuşan umut tozumuyum. .. Anımsadığım tüm baharlar saçlarımda, tenimde tüm sıcak yaz akşamları. (Güz gibi )renklere tutkulu gözlerimle, her yanından her yangından arınmış (bir kış )ellerim. ... Yıllardır izledim göğü, yıllardır tutamadım. .. Yıllardır kokladım toprağı, yıllardır doyamadım. .. Bir ömür esti geçti rüzgâr, ben bir kez olsun durulmadım. .. İşte şimdi bu an, bu his, bu şeffaf fırtına.. .. Işte bak, ... sevmek bu, ... bu yaşamak. .. Durulur çöker de bir gün vazgerçersem eğer tüm bunlardan.. .. Kuşlar senindir. 7aralık18
Çünkü sevgilim ... çatıların bir iç çekişi var. Bazı geceleri cennete benzetişimde hep seni getirir aklıma. ... Usul usul dökülürken gök, toprağın bu ince sessizliğinde dünyayı güzelleştirişim oluverir varlığın. ... Teşekkür ederim .
Sen de bazen kimsesiz hissediyor musun kendini, belki de yersiz yada sebepsiz.Tüm yaşanılanların veya yaşanmışların arasından akıp giderken, olduğun yerden uzak, olamadığına yabancı... G ecenin bu yanı beni hep meşkul etmiştir.... B u vakitlerde aklımın hep bir adım önünde giden ruhuma aldırış etmeksizin.. ‘ işte bak’  d iyorum kendime,... ' ne kadar ufacık bir detaysın.’.. H er parmak ucuma bir insan bağladım, sevdiğim yada değer verdiğim... O turdum ve penceremin ardındaki hayatı izlerken tüm bu konuları soruları sessizliği kendimden itiyorum. ... Bu gece anlat bana, dilediğin bir detaydan tut ve anlat.. ki fikrimin düğümlerini çözebilirsen parmak uçlarımda sallanan herkesi azad edeceğim.
Sanırım dünyayı anlamlandıran, hakikati esnekleştiren, insanı kurallara ters düşüren bu his, bu duygu, bu tarifsizliği her şeyin.Bu aslında bir bütünleşmek.Kaçtıkça geri dönmek.Anladıkça aptallaşmak.Koptukça düğümlenmek.Izlerine isimler vermek sessizce yüzü olmayan her ifadenin. ... Bazen yaralarıma anlatıyorum bu söz bilmezliğini yüreğimin.Aslında hiçbir şey deyişmiyor, aynı hızda ilerliyor hayat, zaman her  şeyi aynı şekilde zor kılıyor, yarım kalıyor birçok şey.Anlam ne çoğalıyor ne de kendinden yitiriyor. Bütünleşmiyor insan ama eksiklerini önemsemiyor artık. ... Bunun bir adı yok, bir rengi yok. Hangi melodiye yaslasan uyumlu, hangi duyguya bağlasan ters.Bir güneş açıyor gün oluyor, bir yıldız parlıyor gece.Ödü kopuyor insanın değişir diye. ... Ödüm kopuyor değişir diye tüm değişmedi zannettiklerim. 2018

Isimsizliğimdir sevmek

Kimsenin inanmadığı şeylere inanırım ben, kimsenin korkmadığı şeylerden ödüm kopar. ... Mesela kendimden, alıp koparır beni benden diye titrek bir sesle konuşmuşluğum çok olmuştur, ürkmüşlüğüm gerçeklerden. Yoku kim alabilmiş ki şimdiye kadar, var olanı ne kadarmış kim bilebilmiş. ... Mesela rüzgâr, nefes taşır diye yüzüme yüzüme esmesine izin veririm. Taşınır mı nefes, halbuki taşınmazlığını iyi bilirim. .. Edindim, ufak tefek edindim, kıymık kıymık edindim.  Söyleyerek, susarak, yutkunarak edindim.Sonra baktım iki elim vardı, iki ayağım, her mevsimliğim, her şeyim, hiçbir şeyim.  Nerede bir düşmüşlüğüm olduysa oralarda ot, çiçek, artık kimsenin el değmemişliği. Nerede üşümüşsem öğrenmişimdir hep. Üşümek güzeldir diyebilir mi hiç dil. Ve yara kabuğundan epeydir ayrıdır, epeydir hasret, parçasıdır çünkü hala. .... Kimsenin sevdiği gibi sevmedim ben,sevdiği gibi sevmedim kimseyi.  Farzettim ki usulca geçmek gibi bir kentten sevmek.Kuşlar ne yapsa affedilir ya, öyle bira
Tüm kalbimle dilediğim şeyler vardı, dünya ayaklansa bile kimsenin var edemeyeceği şeyler. Paranın pulun, sözün gücün geçmediği şeyler. .. Mesela anlatmaya bile gerek duymadan bilinmesi gereken şeyler, bir defa bulunup yitirilmemesi gereken şeyler. ... Gidilemeyen yerler, korunamayan sevgiler, tutulamayan zaman. .. Biz . ..O yüzden susup ellerime döndüm hep .. O yüzden durup gözlerine baktım ... O yüzden inandım . ... Yüreğim kefildir.
Özlemlerim büyüsün istiyorum daha çok. Öyle çok büyüsün ki, sarsın açıkta kalmış tüm yanlarını içimin. Sevgim kamçılansın, acısın var bildiklerim her yanından. Hep kopsun içim, hep kopsun ve aksın yorulmak bilmeden.Yeniden sevme telaşı gibi olmalıyız hep.Uzağın bilinmezliği gibi, belki de eski evlerin rengarenk balkon çiçekleri gibi. .... "Gülüp geçerken zamanın acımasızlığına, iştahla ağlamayı da unutmamalıyız" deyilesi kim kaldı ki.. Kaçı sevilse kir tutmuyor, hangi ruh yarasına şükredebilmekte. Kaç insan dokunabiliyor hayatımıza gelip geçerken zamandan.Kaç insana koşabiliyor artık bir insan, en çok kendinden korkmadan.Çarparsam tutar, düsersem öper, susarsam benimle susar diyebilerek. .... Özlemlerim büyüsün, lütfen büyüsün. Avuçlarıma sığmasın yüz ve ifadeler, göz alamasın seyirleri, ellerim amaçsız ve güzel kalsın. .... Güzellikleri vitrinlerde tanıtan bir hayat bu, insanı insanla cezalandıran şehirler, martılardan başka kimsenin aslında hiçbir zaman ulaşamadığı denizl

Kayıp vakitler/ 2018

İnsan kendini kayıp vakitlerde tanıyor en çok. Alıştırıyor hatta öğretiyor yüreğine ne yapması gerektiğini. Söz geçmezliği aştım, rahatlığım onca taş kesilmişliğim kadar.. Uzayıp gidiyor yollar önümde, uzanıp hiçbir hayale kapılmıyorum.Bir şeyleri beklerken yakaladıkça kendimi, daha çok sarkıyorum yeryüzüne, daha çok tutunuyorum ki daha da çok canı yanıyor göğün.. Düşlerin düştüğü yerlere dudaklarımı asıp nefesime hapis kılıyorum göğsümü. .... Ve işte gölgelerin çiçeklerine ışık tutan sokak lambaları, işte kaldırım tenhaları, işte yıldız tozlarının rüzgarı, işte kimsesizlik, işte tercihler, işte hayatın kendini tekrarlayıp duran yankısızlığı.. .... Pencereleri sımsıkı mühürlü onca evin arasında benim özgürlüğüm bu. Üşüyen ellerim ne güzel, ne güzel gece ve ne güzel omuzlarımda şımarmaya can atan yaralarım. İzin vermeyeceğim. .... İşte ! Kendime rastladım birden yine, geç vakit cesaretime, kıpırdayan nabzıma aldırış etmedim.. İstemem dedim hiçbir şey hiç kimseyi istemem. Ne olursa ols
Çünkü insanlar kör, insanlar kötü, herkes yabancı. .. Çünkü kendini bir yana koyabilmeyi eskilerde unutmuşluğunun bile farkında değil hiç kimse . ...Çünkü vakit yok. ... Çünkü iklimler değişiyor. .. Çünkü hayat beklemiyor. ... Çünkü ölüm var ölüm. ... Bu yüzden seni böylesi hunharca sevişim. ... Anlıyor musun ? ... İlle de sen ! Ekim18 Ben hiçbir yerdim.. Sen yürüdün, adımlarınla tüm dünya kıldın beni. .. Ben hiçbir şeydim..Sen tuttun sevdin, her şeye sindirdin beni. ... Ben yoktum.. Sen inandın, deniz oldum, gök oldum, kadın oldum. ... Şimdi birisi soracak olsa bana seni, adın olurum. ... Gece tutar da çökerse yüreğine bir gün hasretimden bil.
Anlamadığım onca şeyin arasında, aklıma sığmayan, ellerimi sızlatan onca kelimenin ortasında, içimi görmezken ... nasıl oluyor da dimdik durabiliyor ... dimdik ve öyle güçlü ... Beni yaratmış gibi. 14ekim18 Zannediyorum ki ... bu hikâyenin devamını yazmaktan vazgeçeceğim. ... Hiç bitmemiş şiirler kadar asil bir suskunlukla devam etmeli her şey, devam etmeli atmaya kalbim. .... Bir gün anlayacaksın beni. 14ekim18 Ismini koyamadığım her şeyin aynı anda üzerime yıkılışı bu. Çığlık mısın haykırış mı ? 15ekim18 Gözlerimi açtığınımda evi saran o kahve kokusundan bilirim, dünyanın yaşanılır olduğunu. Yüzünü keşfederim sonra. Ekim18
Zannediyorlar ki ben hiç öfkelenmiyorum, ben hiç kavga etmiyorum, küfür etmiyorum. ... Yara da oldum şifa da. .... Zannediyorlar ki hiç söz etmeden kalkıp gitmiyorum, yıkıp dökmüyorum ya da sarhoş olmuyorum. ... Tabak da kırdım şiir de . ....Zannediyorlar ki, ben hiç yalan bilmem, günah bilmem, vazgeçmem, terk edilmem. ... Acı da çektim cellat da oldum. ... Yani dostum ...zannediyorlar ki, oturmuşum hayatın diz ucuna, el bebek gül bebek bir güzel yaşıyorum. ... Daha neler. ... Hadi ! ... doldur bir kadeh daha .... Aşk olsun.. Ekim18
Bir defa daha rastlamıştım bu melodiye, yazdı, balkonumdan sarkıp, bir sarmaşık gibi tüm dünyaya yayılmak, ellerimi bulmak, sesimi, kendimi bulmak istediğim bir geceydi. ... Gökyüzünde bir zından mavisi, yüzümde gölge şenlikleri.Ağzımdan hiç söz çıkmamış gibi sanki bu zamana kadar. .... Suskunluğum öyle güzel, öyle verimli. .... Adımlarımı saymayı çoktan unutmuşken, ne yeryüzüne yakın ne de gökyüzünden habersizken.Aynı anda hem içimi deşiyordu, hem de henüz hiç tanımadığım kadar derinlerimi sarıyordu. Ağlamakla haz duymanın karmaşasında belirginleşen bir çığlık, bir el tutuşması, bir öpüşme iki dudaktan yaratılan. .... Şimdi anlıyorum ki .... tüm dünya bir anda tekrar yaratılabiliyormuş, tekrar sırf benim için inşa edilebiliyormuş koskoca şehirler, insan bulmadan bilemiyormuş gerçeğini. Ve ne kadar çok şiir, ne kadar çok söz, ne kadar çok renk bana aitmiş. ..... Bir defa daha rastlamıştım bu melodiye, uzanmak istedikçe, tanımak, bulmak, göğsüme bastırmak istedikçe vazgeçmiştim aramak