Ana içeriğe atla

Ne zaman dünyada her şeyin bir yalan, bir uydurmaca yada bir akıl oyunu olduğunu düşünsem. Korksam çok çok, buz kesilsem, sığmasam kendime. Korksam sokaktan, kaçsam kaçsam ve kaçsam sonra kalakaldığımı görsem. Gördüm zannederken fikrimi arasam ve bulamasam. Bulamadığım batsa etime, kemiklerim ağlasa ve ne zaman böyle ruhumu azarlasa gecenin geç vakti....Bensiz kalsam, sensiz kalsam, öksüz kalsam böyle.. Çöker kalırım yersizliğimde, vadiler uyanır duvarlardan, kuşlar öper avuçlarımı....Suskunluğum yankılanır ve daha çok yankılanırken sonra göğün koyu teninde. Anımsarım yoksulluğumun yıkılmaz muazzamlığını. ...Sebep sensin....Kalbimi yatıştırır ağzımı örterim. Kaç kez üzdümse gözümü o kadar da tararım saçımı  kirpiklerimedek....Anımsarım siyahı, anımsarım derinliği, kuytuyu, anlam bulur halim kanatlanır içim. Içim olursun kurtulurum....Fısıldanıldımı hiç adın böyle bilmem, bunca keskin ve söküp koynuma toplarcasına tüm yıldızları....Ellerimde sakinlik nefesimde bir esinti. Anımsarım yeniden düşer hayat yeryüzüne, gök ihtişamını bulur. Sebebim olursun açılırım kapı kapı, kurulur hevesim pencerelerdeki çiçeklerle....Gelir geçer her şeyin endişesi, var kalmışın  güzelliğince var olurum tekrar kabul ederek hayatı ebediyen kendime....Yere göğe öyle kolay kolay küsülmez....Çünkü bir sebebi var hepsinin...

Sen benim sevdiğim adamsın.


14şubat19

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.