Ana içeriğe atla

Hakettiğimi düşündüklerim olmasaydı sizlere ebruli ve masum şiirler yazabilirdim elbet....Anlatabilirdim bir kar tanesinin burnunun ucunda eriyince nasıl gülümseyebildiğini bir insanın...Bir annenin çocuğunun uykusunu izlerkenki yüz ifadesini hatırlatırdım size....Bilseniz ne güzel gürültüleri var bu mahallenin, ne muzip kedileri, bahçe çiçekleri, çatı katları, çatlak kaldırımlardan uzayıp büyüyen yeşilleri, mavileri göğünün. Hakettiğimi düşünmeseydim eğer.. ...Düşünmesem yüreğimin çatlağını, kokmasa bu gece bu kadar iç kabartıcı, esmese rüzgâr, acıklı şarkılar gelmese habire aklıma, inanın inanırdım inandıklarıma....Ne güzel bilirdim halbuki ben aşkı, ne çabuk küser nasıl derinden açılırdı içim dünyaya....Aç susuz kalır da yine de yazardım size huzuru, umudu yazardım, mutluluğu....Hakettiğim bu zaman kırımı, bu yas ve bu isyan...Hakettiğim mi bu ?...Bana uzaklardan bahsedin....Bana deyin ki, bu da dahil veremediklerine....Kıvrana kıvrana düşüyorum hissi, insan kaç kat gökten düşmüş sayılabilir ki toprağı öpmeden. Hakettiğimce mi ......Bırakın hükmünü sürdürsün sessizlik....Bırakın yankılansın yalnızlık....Bırakın şiir kalmasın, şiir bitsin, şiir yazılmasın....Bırakın yerin yüzünü göğünü...Yerin yüzünü göğünü affedin....Hakettiğim benimdir....Bana uzaklardan bahsedin.


12ocak19

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.