Ana içeriğe atla

Uyku kaçamağı hisler







O gece,
hatırlıyorum hava sıcaktı.
Balkon kapisi ardina kadar açıktı.
Yatağımda sırt üstü uzanmış, kulağımda kulaklıklar, kendi dünyama dönmüş, buraya veya hiçbir yere, bu dünyaya yada hiçbir şekilde hicbir hayata dahil olmadığım bir adresteydim.

          Insan bazı gecelerde bencildir.

Sırf kendine ağlar, kendine üzülür, kendine acır, kendini yerle bir eder.
Kendini yakar acıtır.
                     Öyle bir geceydi.
Yine kalkıp, balkona çıkıp sigara yakmıştım.
O zaman rastgelmiştim o şiire, o birkaç dakikalık fırtınaya, ki beni bu günlere kadar taşıdı.
Bir sekilde sana varan yolum oldu.
Seni tanıma sebebim galiba, o gece duyduğum o acı.
Şimdilerde düşünüyorum da, acaba diyorum, insan geleceğinde katlanması gereken bir acıyı daha önceden,  çok çok çok önceden içine sindirebiliyor mu.
Bilmiyorum,
 çok farklı hislerle doluyum şuan, çirkin değil haşa çok çok güzel.
Duygu yüklüyüm.
                Hani hep derler
Yaşadığınızı düşünmeyin, tartmayın, geri çekmeyin başa sarmayın, anlam aramayın neden aramayın sebep aramayın
Hiçbir matığa sığmaz hiçbir şey
Ben bilmiyorm,
az önce yine dinledim o siiri
Ne işime giriyorsa ne derdim varsa.
Ulan daha hiç yaşamadığım acıların acısını çekiyorum.
Bende böyle deli bir kadınım, akılsız fikirsiz.
Yeryüzünde hep ol,
bir yerlerde bir şekilde sesin hep yayılsın uzansın dağılsın kâinatı kaplasın hiç yok olmasın
Ben acıyı da seviyorum.
Ama öyle olmasa böyle olamazdım galiba
Hüzün !
Herkes diyor burcundan doğduğun aydan tarihten ileri geliyor ama ...
Bilmiyorum.
Benim içimde iki ruh var.
Iki kadın var.
Birisi o kadar deli dolu ki, en çok üzüldüğün o zaten , o beni pek fazla göremiyorsun.
Böyle, ben bir kahkaha atıyorum, bütün mahalle inliyor, anlatmaya başladığımda bir türlü susamıyorum, heyecan, yanımda mutsuz hiç kimse barınamaz mesela yada hüzünlü yada üzgün
O zaman daha daha bir coşarım
Onları güldürmek için her şeyi yaparım.
Iyi olurum.
Iyiyimde zaten.
Kötü hiçbir şey yok.
Ama diğer yanım, o kadar karanlık o kadar hüzünlü o kadar şiir gibi.

                  Hüzünsüz şiir olmaz, mutlu şiirler bile hüzünlüdür.

Kendimi niye anlatmaya çalışıyorum ki sana, hala, tutunamadım fırladım kalktım yataktan.
Göndericekmiyim bunları sana bilmiyorum.
Uyku kaçamağı hisler bunlar ki çoktan uyumuş olmam gerekiyordu ama

                       Öyle işte ...

Bilmiyorum.
Varlığını çok seviyorum, şu varlığın, içimde uyandırdığın hisler.
Mutluluğu, heyecanı, özlemi, hayalleri.
Içimden söke söke koparıp gün ışığına çıkardığın onca güzel sözleri, onları bir yana koydum.
Ama acı bile güzelleşiyor seninle, acı çekiyorum, acı çekmekten zevk alıyorum, huzur duyuyorum.
Ne kadar aptalca
Ama çok güzel
Koskocaman gülümsüyorum şuan.
Bilmiyorum ki, deliyim galiba, artık iyice delirdim, aklımı yitirdim.
Nasıl başladım söze nasıl bitiriyorum, bitiremiyor ki ben, ben hiç bitiremiyorum, bitmiyor.

                Tarifsiz bir şey.

Devamlı hiç durmadan kaybetmekten korkuyorum, ve devamlı hiç durmadan mutluyum huzurluyum.
Varsın diye çocuklaşıp duruyorum.
Hepsi, aynı anda, her şey.
O yüzden belki böyle.
Bir yağıyorum, bir ışık saçıyorum.
Bir yağıyorum, bir ışık saçıyorum.

Beni bu kadar iyi bil istemiyorum aslında ...
Ama
iyi veya kötü ne hissediyorsam tümünü bil istiyorum, içimden geçeni bil, içimi bil.

                Kendini bil

Çoksun, çok !


5mart/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.