Ana içeriğe atla

Sen ve ben


Güzel cümleler kurabilirdik sen ve ben..
__Sen ayakta tuttuğun güçlü taş duvarlardan bahsederdin bana  ben ise tutunduğum gökyüzünden... Elbet bir sessizlik bulurduk oturup anlamlandıracak, tamamlayan bir yanımız olurdu susulanları.... Sanma ki zaman ihtiyarlamıyor biz geciktikçe, sanma ki ben hiç bir şey bilmedim değişmedim.. Duvardaki saatin tıkırtısını gece yarılanadek çok dinledim ben. Her gece söz yuttum satır yarattım. 
___Huzur hep kurtuldu, mutluluk hala masum korkma.
___Sen ve ben öylece durabilirdik yan yana. Inşa edilmiş en zıt iki parça gibi çirkin olurduk belki, belki de öyle güzel düz vadilerce.
____Sanma ki karanlık ışığın gücüne yenik düşüyor.. Gördüm, göz yumuyor sadece ve bize tahammül ediyor.  Ne çok şey biliyorum bak sen yokken ve bunca cahilken benden yana. Aklım düşüyor, aklıma düşüyor tüm bunlar. Tutmuyorum artık hiçbir şeyi.
___Ah ! Denizi özleyebilirdik işte tam şimdi.
__Eminim kuşlar konsun diye var o sakin dalgalar, koca deniz bize niye durulsun ki. Öyle uzak öyle sonsuz ve öyle yüce ki... Olsun el olurdu en çok, biz yine de saklardık onu içimizde.
___Bak, elimde tutum tuttum da vazgeçtim adımdan, kendim düştüm kendime büründüm. Sardım kirpiklerimi, dudaklarımı gölgeye çektim. Sanki dağıldım da tam oldum, biriktim ama yetmedim.
___Korkma, duvarlar yıkılmaz gök çökmez. 
___Say ki ben sadece gülümsedim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.