Masallara inanan bir çocuktum ben, bileklerimde çiçekler açardı, ağzımda kelebek tozları.
Kışa ve göğe inancımı, yaza ve denize kavuştukça yücelttim.
Hayaller kurduğum, insanlardan gizli, gerçekten çok daha ileride bir dünyam vardı, orada bittikçe var oldum.
Durakları sevdim hep, köprüleri, ayrılmaktan ve gitmekten nefret ettikçe sevdim yolları.
Son bakışlar, son sözler, sımsıkı sarılmalar, yalvarırcasına beni avutun bakışları.
Böyle böyle büyüdüm hep, kuşlar edindim, balıklar edindim, bahçeler, duvarlar, odalar, odalarda yanan ve tükendikçe yenilenebilen ışıklarda beliren sadık gölgeler.
Masallara inanan bir çocuktum, şiire tutunan bir kadın oldum.
Müziklerde kıvranırken, düşüşlerimi uçmaktan sayıp, hep daha çok, hep daha daha güzel gülümserken, insan gözünde yansıyan yüzümle büyüdüm.
Inançlarımı kendim seçerken ve avutun beni bakışlarımı affederken büyüdüm.
Severken, sevmenin kendim kadarının gerçekliğine kadehler tokuştururken, dans ederken, sevişirken, küfrederken, ve hala koşup koşup beni avutun diye yalvarırken farkettim.
Buldum, tanıdım, büründüm.
Hayaller inandığım için bu kadar güzel, ve masallar benimle var.
Çocuktum, büyüdüm.
Bileklerimden boynuma kadar çiceklerle, dudaklarımda kokonlarla, sözden geçmiş artık nefesleşmiş yeminlerle.
Çocuktum, seve seve büyüdüm.
Kuşlar ve balıklar.
Kuşlar.
Balıklar.
20aralık/ 22:50
Yorumlar
Yorum Gönder