Söyleyemediğim sözlerden başlıyorum seni içimde yaratmaya.
Dudakların gökten damlamış gibi,
Teninden yükselen toprak kokusu ve gözlerin yosun.
Öyle bir yosun ki, sarabilecek gibi tüm kayalarımı, kıyılarımı, içimi.
Bildiğim ifadelerinin ezberinden süzüyorum ellerinin büyüklüğünü.
Parmak uçlarında kurulu şehirleri, hikayeleri, çatısı akan evleri bir ben biliyorum sanki.
Bilmek seni, dilde yatan karanfil gibi.
Sen yürüyünce, yürüyünce ve şehir yorulunca..
Ağaçların bir başka güçlendiğini biliyorum beton ve kaldırımlar arasında.
Suskunluğun boyu ürküyor kuşlar, sonra soluğunla sakinliyor süzülüyorlar üzerimde.
Ben söylediğim kadarlara tutunup gülümsüyorum biliyor musun ?!
Kibrit boyu saçım, çocuk izli yüzüm, diş izlerim, tırnak diplerim senin.
Ve dilim, seni sarıp, tadıp, yutmadan öylece taşıdığım dilim.
Varlığından ufalanmış, bedenleşmiş, eğrilmiş, öğrenmiş gibiyim.
Çok güzelim.
İmkansız yanımızdan başlıyorum seni içime yaymaya..
Avuç avuç, sindire sindire, en derine.
Sen mutluysan, masum doğuyor çocuklar.
Sen mutluysan devleşiyor boyum, boynum rüzgar tutmuyor.
Sen mutluysan,
Sevebiliyorum.
Bir alın kaç vadi alabiliyorsa kaşlarını çattığında, o kadar çiçek ekiyorum göğsüne.
Açıyor göğsün, açıyor karanfiller.
Sonra o sesin.
Sesin bir çay bardağı, sesin bir çay kaşığı, sesin şekersiz içilen çayın karıştırılma hevesi, alışkanlığı, sevgisi.
Sen sevmezsin bazen yüzünü, ben bakmaktan hiç yorulmuyorum.
Güneşe yaklaşmak gibi biraz hep, ruhumdan geçiyor gibi..
Kirpiklerinin dağınıklığı, düğümleri boğazının, sakalının inadı.
Dokunamıyorum.
Şuan, şimdi, evet hissediyorum ama dokunamıyorum.
Özlemim kadar büyüyor içim..
İçim yanıyor, buz tutuyor, bağırıyor içim.
İnançlarımdan güç emip, düşlerimden kanıyorum.
Asla ölmüyorum, yaşıyorum.
Ne güzelsin bilsen, çok seviyorum..
Ne bir yalan, ne de bir gerçek.
Ne gündüz, ne de gece.
Ben ile veya bensiz.
Karanfilleri biliyor musun ?!
Karanfiller diyorum.
Bak karanfiller hep var.
Üzerinde, içimde
Gülümsüyorum.
sen varsan, sen varsan, sen varsan
Var ol !
Çok seviyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder