Ana içeriğe atla

Ellerim ve sesim

Bir kahvem var bir de sigaram,

biraz mavim var biraz da beyazım,

ve gecem

koskocaman.

sonra ben öyle geçerken vaktin sakin kıyılarından, bir rüzgâr esiyor, bir kedi geçiyor sokak lambasının altından,biraz da uzun yoldan gelmişte ciğerime dokunurmuş gibi usul usul çalan şarkılar.

Hiçbir ayrıntısı yok hayatın, detaylar bilmem kaç kez yer değistirmiş.

Ellerimi ve sesimi hatırlatıyor bana.

Ellerimi, çocuktan kadına uzanıp duran hala.

Sesimi, göğün ötesi, denizin suyu, tüm kuş kanatları.

Bilmedim derken kendime kendimden öte hiçbir hak.

Söylemedim derken ve susarken, yalın ayak, sözcüklerle.

Öyle dik, öyle kararlı, öyle.

Bin çağ atlamış, yarını aldatmış, şimdilerde ufak tefek bahçeler derdinde.

Bir ben.

Gece hiç var edilmemişken daha, saçlarımdan tırnağıma nakışlanmış ibadeti.

Soluksuz ve sorgusuz sevmelerden yana, bileği dizleri hele ki dili, delilsiz bir vazgeçilmemişliğin hikayesi.

Ben.

Bir kahvem var bir de sigaram,

biraz mavim var biraz da beyazım,

ve gecem

koskocaman.

Neredeyiz söylesene ?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.