Her şey boşu boşuna gibi hissediyorum bu gece.
Ayırd etmeksizin her şey ...
Ayırd etmeksizin her şey ...
Avunmak için hayallere inanıyoruz, aslında olması mümkün olmayanlara.
Başkalarında gülüp geçtiğimiz ama kendimizde olduğunda sımsıkı tuttuğumuz o ufacık umutlara bile.
Başkalarında gülüp geçtiğimiz ama kendimizde olduğunda sımsıkı tuttuğumuz o ufacık umutlara bile.
Hayatı pek iyi bildiğim söylenemez, fazla rutubetli köşelerinden geçmedim hiç demeliyim belki de.
Kiminin yoku benim fazlalığımdı bazen, kimininse fazlası benim en büyük arzum.
Böyle yazarken, satır satır kazırken içimden hislerimi.
İyi veya kötü, güzel veya çirkin, her kalp atışımda ufak tefek oyuklar bırakırken ruhumda, tüm bu deliliğimle, tüm aşkla bugünedek tattığım, yalanlarımla, tövbelerimle, kahkaha hatta göz yaşlarımla
Öyle çocuğum ki.
Büyütememiş beni bunca kalabalık, bu kadar gürültüde öğrenememişim, aptal değilsem de ham kalmışım.
Düşünüyorum, bir adı yok.
Bir anlam çıkarmıyorum, bir neden aramıyorum.
Anlatıyorum, bir ağacın gövdesini tırnaklarımla incitir gibi, avuçlarıma sığdırmaya çalışır gibi yağmurları, sevdiğim kokuları üzerimde tutma çabasındayım gibi biraz da.
Toz tutmuş köprücük kemiklerim hariç tüm sokakları karanlık bu kentin, soğuk esiyor dizlerim ve kar yağıyor yüzüme.
Yanıyor alev alev yanıyor çöl,
yani göğsüm.
Yanıyor alev alev yanıyor çöl,
yani göğsüm.
Kime diyebilirim ki, göm diye beni suya.
Kime öptürebilirim diz kapaklarımı, hangi göz eritebilir kar tepelerini yanaklarımın.
Kime öptürebilirim diz kapaklarımı, hangi göz eritebilir kar tepelerini yanaklarımın.
Ellerimde çocuksu bir telaş, ellerim hala çırpınırken gökte, göç bilmez yurt bilmez ki.
Dağıl evrenden bak.
Işıklı odalardan bir tanesi benim ki, o mor perdeli olan, sonra biraz beyaz, biraz grili, ışığı sarı olan.
Gecenin en karanlığında güneş diye avunan.
Söylesene, çiçeklerimi kaç defa öpmeliyim ki geceleri uyumaları için, unutmaları için beni.
Tek varlığım sanki onlar.
Söylesene, çiçeklerimi kaç defa öpmeliyim ki geceleri uyumaları için, unutmaları için beni.
Tek varlığım sanki onlar.
Her şey boşuna mı ?
Çiçeklerime sabahlar var etsin hayat, yapraklarının kirpik gibi kamaşacağı, aydınlık sabahlar sunsun göğe.
Çiçeklerime sabahlar var etsin hayat, yapraklarının kirpik gibi kamaşacağı, aydınlık sabahlar sunsun göğe.
Ve ben,
beni usulca sen göm sulara.
beni usulca sen göm sulara.
Unutulsun sesim, yüzüm sussun.
Mor perdeler vasiyetimdir uçsun, özgür bir çocuk gibi uçsun uçsun hep uçsun.
Ona el süreni vur !
00:00 10mart18
Yorumlar
Yorum Gönder