Ana içeriğe atla

Yolculuk cahilliği ...

Bitiyorum,
 inancımı yitiriyorum.

Istediğin bu, değil mi?

Günler geçiyor, bir günaydın bile demiyorsun.
Koca bir gün geçiyor, kuru bir tebessüm etmiyorsun.
Günler geçiyor, sabahlar, molalar, akşamlar yemekler, rakı sofraları.
Her şeye vakit bulabiliyorsun, bir bana mı bulamıyorsun ?

Düşünüyorum, düşündükçe içim parçalanıyor.
Çünkü farkına varıyorum,
Farkediyorum.
Herkes hayatını yaşıyor, benim de bir hayatım var, benim de işlerim yoğunluğum var.
Senin de var, onun var, bunun var, komşunun var, arkadaşların var.
Ama insanlar sevdiklerine vakit ayırabiliyor, o vakti ayırıyorlar.
Iki dakikayı, beş dakikayı, on dakikayi
Üç satır yazacak vakti bulabiliyoryor birbirine.
Ben beklemeyi seçtim, çünkü istediğin buydu.
Günaydın diyorum, içimden.
Ozledim diyorum icimden
Siirlerle sarkilarla sözlerle haykiriyorum sevdigimi o da içimden.
Bazen koca bir gün geciyor sen bana bir nasılsın bile demiyorsun
Uyaniyorsun, akip gidiyor gun, evine geliyorsun, yatiyorsun uyuyorsun.

Neden ibaretiz biliyor musun ?
Hal hatır sonra biraz keyif ondan sonra kapat gözlerini uyu.
Iyi geceler yok.
Günaydın yok.

Hani, ben katlanırım, idare ederim bir şekilde, en azından seni kaybetmemek için.
Ama bunun adı ne olur, ikimizden arda ne kalır bilmiyorum.
Sırf bunun için oturup ağliyorum bazen.
Sırf bunun için susuyorum saatlerce.
Yüzüne bakıp bakıp susuyorum.
Yazıp yazıp yırtıp atıyorum.
Küsüp küsüp barışıyorum.
Ne kadar aptal bir kadınım bir bilsen, çocuk gibi.
Daha birkaç gun önce emindim, tüm kalbimle emindim.

Tamam, her zaman insan aynı olmuyor, yoğun oluyor, kafası dolu oluyor, meşkul oluyor,öncelikleri oluyor.
Ama şu son günler
canımı acıtıyor , canımı çok acıtıyor.

İstedigin bu mu?
Çare bu mu?

Bir anda kesip atmak yerine, usul usul kesilsin mi diyorsun.
Bir anda yerle bir etmek yerine, zamanla eskidi yıkıldı mı demek istiyorsun.
Bir can ne kadar sabredebilir, ne kadar anlayış gösterebilir.
Hiçbir şeye cevabın yok, ne güzelliklere, ne çirkinlere ne zorlara, ne imkansızlara ne de mucizelere.
Ben artık içime atmaktan çok yoruldum, çok yoruldum.

Keşke bir şiir olsam, canın istediği zaman alsan eline okusan.
Bir sarki olsam keyfin tuttuğunda açıp çalsan dinlesen.

Bu ilgilenmemek degil, bu ihtiyaç duymamak, gerek duymamak, güzel vakit geçirmek bu.
En azından öyle hissettiriyor.

Belki bu bir yolculuktur ve son durağa yaklasiyoruzdur.
Yada bir daha ki durakta sen elimi tutacaksındır.

Bilmiyorum.

Sevmeye ve sabretmeye, ve umut etmeye,ve pes etmemey, daha çok, her gün daha çok acısada acıtsada

Senin olmaya devam.

...

Yol yok
Durak yok
Yolculuğun cahilliği sadece bu.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.