Bilmiyorum ki …
Bana yazmayı sevdiren haz, bana şiiri sevdiren hüzün bu.
Sızlıyor ama acımıyor.
Daha şeffaf ve daha yumuşak. Ödül gibi görüyorum böyle hissedebilmeyi. Yazmaya kalksam güzel bir şey çıkacak ortaya biliyorum. Bunu bilmek ya da böyle hissetmek bile yazmak ihtiyacımı yok ediyor.
Hani o, her şey mükemmelmiş hissi var ya, pürüzsüz bir ruh hali.
Öyle galiba.
Bir yaz yağmuru gibi geliveriyor ve gidiveriyor Her anını iliklerine sindirmek istiyor insan.
Içim sakin, tedirginlik yok, tahammül gereği yok.
Su diyorum ya hep, su akıyor usul usul.
Telaşsız uyanılmış bir pazar sabahı gibi, pencerelerin ardına kadar açık kaldığı bir yaz gecesinden. Masanın üzerinden kaçamak alınmış bir zeytin tanesi, çay suyunun fokurdaması gibi.
Gözlerimi kapatıp yalın ayak bahçede gerinmek gibi mesela.
Gök taa içime kadar mavi, güneş parmak uçlarımda gibi.
Buğday tenli bir elin ılıcık dokunuşu serin bir akşam vakti omzuma.Balık restoranında bir kedinin ayaklarıma sürtünüp mırlaması gibi yada.
Uykusunda gülümseyişi bir çocuğun ve bunu saatlerce izlemek ibadet niyetine.
Uzansam, tutunmak için değil. Uzansam ve bilsem tüm hayat benim.
Biliyor musun, gönlüm sonsuz benim.
Sonsuz ve iyi.
Öpebilirsin
müsade senin.
Yorumlar
Yorum Gönder