Ana içeriğe atla

Sen yanımda kal

Bazı insanlar inadına öldürüyor beni sevgilim, sen onlardan olma.
Bazı insanlar zorla yaşatıyor, sen onlardan da olma.
Nadiren bir kuş uçuyor tepemde gülümsüyorum sebepsiz, bir şarkı çalıyor radyoda dans ediyorum gamsız kedersiz, bazen de bir kitap avuçluyor  kalbimi sıradan bir akşam üzeri, hıçkıra hıckıra ağlıyorum.

Sen sadece yanımda ol.

Yaşamak bu' diyor annem, babam bir bakışına sığdırabiliyor hala tüm şefkatini yeryüzünün.
Yani öğreniyorum, unuttuklarımdan çok hatırlamaya çalışıyorum.
Hayatın iki yakasından tutup öpüyorum delice, üzerine yürüyüp korkutuyorum da aynı zamanda.
Yaşamak bu diyor tüm köşe yazarları, tüm şiirler bunu anlatıyor biraz, inanıyor tüm insanlar, insanlar gecip gidiyor hayatımdan birer manzara gibi çoğu zaman.

Sen yanımda kal.

Inan, inanmak çok uzun bir mevzu sevgilim.
Inanmak çok uzun.
Sevgilim,
tamamlanıyorum bir yandan ve eksiliyorum usul usul hergün kimse farketmeden.
Ellerin hep benimle, ellerimle birlikte. Yüzün hep benimle, ifadelerimle. Kokun benimle, nefesin benimle.

Sen sadece yanımda ol.

Hayat akıp giderken, zaman alırken daha çok ama hiç geri vermezken.
Umudu simgeleyen bir renk gibi yayıl, es barış rüzgârları gibi gönlümün memleketinde.

Mucizeler ufak tefek bulur beni merak etme, mutluluk doğururum gözlerimle sana.

Sev, sevmek ölümüne sevgilim, sevmek ölüm yerine.

Yaşanılır elbet, yaşamayı sulu boya resimlerle, kurşun kalemlerle, sözcük ve şiirlerle temize alan çocuklardık biz.

Öncesi yok bunun, sonrası nasip.
Sen sadece yanımda kal sevgilim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.