Ana içeriğe atla

Yine biraz biraz işte

Kahvemi aldım, sardunyaların hemen yanıbaşına yıldızların tam altına oturdum.Böyle gecelerde kendimi her şeyin başladığı nokta gibi hissediyorum, ama yine de hiçbir mana taşımıyorcasına sakinim.İçime bağdaş kuran yaşanmışların bilincinde, asilliğimi koruyorum.Burası huzur, burası şuan sadece benim.Kuytularda, kentin kıyısında köşesinde ufak tefek gülümsüyorum herkesin yalnızlık diye isimlendirdiği o hisse.Ayaklarımı aşağıya sarkıttığım uçurumları da kurttan köpekten yukarda olmak için kendim var ettim ben zaten. Göğe hiç kimsenin ismini vermedim. Sırtıma sahte kanatlar takmadım.Her yer gece, her yer aynı, kimsenin kokusu yok. Rüzgar süzgeçten geçer gibi usul usul bedenimi ürpertirken ...işte gece, işte ben, işte dudaklarım.Sözcüklerden ve cümlelerden uzak, gelişigüzel nefes alıyorum sadece.Sessizliği sevdim, tenhaları seçtim.Ay eksilmişliğiyle bile ne kadar mükemmel, ağaçlar kıvrak, ben ise yüzümün çukurlarından ibaretim.Bu saatlerde herkesin öldüğü söylenir, bazen de doğduğu. Bu saatlerde uyunulduğu bilinir bu saatlerde sevişilir ve bu saatlerde hayat yetkisiz bırakılır.
Kendimin kefili sadece kendimim.
("Ne söylesem boş, hayat hep dalavere"
İnsanları ederlerinden öpüyorum.)
Sessizlik burası ve benim.Adrese gerek yok ! Gülümsüyorum.
* Bu arada :) Hırkalar en çok bu mevsimde sevilmeli.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.