Kahvemi aldım, sardunyaların hemen yanıbaşına yıldızların tam altına oturdum.Böyle gecelerde kendimi her şeyin başladığı nokta gibi hissediyorum, ama yine de hiçbir mana taşımıyorcasına sakinim.İçime bağdaş kuran yaşanmışların bilincinde, asilliğimi koruyorum.Burası huzur, burası şuan sadece benim.Kuytularda, kentin kıyısında köşesinde ufak tefek gülümsüyorum herkesin yalnızlık diye isimlendirdiği o hisse.Ayaklarımı aşağıya sarkıttığım uçurumları da kurttan köpekten yukarda olmak için kendim var ettim ben zaten. Göğe hiç kimsenin ismini vermedim. Sırtıma sahte kanatlar takmadım.Her yer gece, her yer aynı, kimsenin kokusu yok. Rüzgar süzgeçten geçer gibi usul usul bedenimi ürpertirken ...işte gece, işte ben, işte dudaklarım.Sözcüklerden ve cümlelerden uzak, gelişigüzel nefes alıyorum sadece.Sessizliği sevdim, tenhaları seçtim.Ay eksilmişliğiyle bile ne kadar mükemmel, ağaçlar kıvrak, ben ise yüzümün çukurlarından ibaretim.Bu saatlerde herkesin öldüğü söylenir, bazen de doğduğu. Bu saatlerde uyunulduğu bilinir bu saatlerde sevişilir ve bu saatlerde hayat yetkisiz bırakılır.
Kendimin kefili sadece kendimim.
("Ne söylesem boş, hayat hep dalavere"
İnsanları ederlerinden öpüyorum.)
Sessizlik burası ve benim.Adrese gerek yok ! Gülümsüyorum.
Kendimin kefili sadece kendimim.
("Ne söylesem boş, hayat hep dalavere"
İnsanları ederlerinden öpüyorum.)
Sessizlik burası ve benim.Adrese gerek yok ! Gülümsüyorum.
* Bu arada :) Hırkalar en çok bu mevsimde sevilmeli.
Yorumlar
Yorum Gönder