Günahkâr sayılası şu inancım, ne çok sakındım da beş para etmedi.
Söyleyecek bir şey kalmadığından değil boyunumun incinmiş bir fidan gibi eğilişi her aklıma gelişinde, ki biliyorum,hep biliyordum, adım gibi bileceğimi biliyordum, hep, hep ve hiç unutmadan bir an bile.
Vazgeçmek de değil ya bu, kanat çırpmamak belki ucsuz bucaksız bir hava boşluğunda yada nefes almamak ama tutmamak da aynı zamanda okyanusların karaya en uzak diplerinde.
Renklerden umudumu kesmeyişimdir suskunluklar, bildiğimi sevgimden ötürü bes öğün önüme koyar nimet diye öperim.
Kabullenmek nasıl ayıp geliyor insana, nasıl kırılganlaşıyor köprücük kemikleri dahi insanın, avaz avaz bağrıyor bedeninde yasam izleri, nasıl izliyor kendini, an ve zamandan çok çok ötelerde.
Tövbem yok, dualarım hür,
artık anlamak istemiyorum.
Artık hava ben, su ben, gerçek ben.
Darbe aldığın kuytularına selâm ederim
ey hayat.
Yorumlar
Yorum Gönder