Ana içeriğe atla

Selâm ...

Günahkâr sayılası şu inancım, ne çok sakındım da beş para etmedi.

Söyleyecek bir şey kalmadığından değil boyunumun incinmiş bir fidan gibi eğilişi her aklıma gelişinde, ki biliyorum,hep biliyordum, adım gibi bileceğimi biliyordum, hep, hep ve hiç unutmadan bir an bile.

Vazgeçmek de değil ya bu, kanat çırpmamak belki ucsuz bucaksız bir hava boşluğunda yada nefes almamak ama tutmamak da aynı zamanda okyanusların karaya en uzak diplerinde.

Renklerden umudumu kesmeyişimdir suskunluklar, bildiğimi sevgimden ötürü bes öğün önüme koyar nimet diye öperim.

Kabullenmek nasıl ayıp geliyor insana, nasıl kırılganlaşıyor köprücük kemikleri dahi insanın, avaz avaz bağrıyor bedeninde yasam izleri, nasıl izliyor kendini, an ve zamandan çok çok ötelerde.

Tövbem yok, dualarım hür,

artık anlamak istemiyorum.

Artık hava ben, su ben, gerçek ben.

Darbe aldığın kuytularına selâm ederim

ey hayat.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.