Ana içeriğe atla

Kaldım

Öpüyorum ellerinden, bileklerinden, gözlerinden, dilinden, nefesinden öpüyorum. Öpüyorum evinden, pencerenden, kaldırımlarından. Sabahından gecenden, uykundan, ömründen öpüyorum. Iyileşmiş yaralarından, içinde ki acından, beni taşıyan ruhundan öpüyorum. Kirinden, terinden, yorgunluğundan öpüyorum.

Ben bilmezdim böylesi bir duygunun var olabileceğini, bilmezdim bu yüzünü hasret çekmenin, bu kadar gidip gidip varamamayı ama yine de evimde hissetmeyi hiç bilmezdim.

Hiçbir kahrın, hiçbir nazın, huyun, suyun, duruşun. Ne varlığın ne de yokluğun. Hiçbir şey ama hiçbir şey bende ki seni bundan böyle değiştiremez.

Zor zamanında yanında olamadım hiç, iyi gününe dahil olamadım. Ne gelebildim ne gidebildim. Hep kaldım. Ne söyleyeceğimi sustum, ne de sustuklarımı senden bildim.

Insanlar insanlara dokunup geçiyormuş gibi yaşıyor, bir tesadüf, bir rastlantı ya da sadece bir hoşnutlukmuş gibi. Bir varmış bir yokmuş gibi. Görüyorum, farkediyorum hepsini. Sen bana öyle hissettirmedin, o yüzden.

Yetinemeyişimden bildim hep, eksikliğinin ne demek olduğunu bir insanın bir diğer insanda. Yanında tanıdım yüzümü, göğsümü, gülüşümü tekrar keşfettim. Ağladım mı, ağladım elbet ama senin için bunu bile yağmurlara benzettim.

Büyük laflar edemem, yetmez buna ne gücüm ne de nefesim.. Bilmeni istedim sadece.

Öyle bir sen var ki bende, tanımanı, duymanı, yaşamanı istediğim bir sen.

Benim senin olduğumdan bu yana içimin değişimine şahit olabilmeni isterdim. Ne bu kadar büyük bir acı, ne de böylesi bir mutluluk görülmemiştir iki insan arasında diye ne zaman düşünsem korkuyorum. Korkmaktan korkmuyorum ama.

Asırlar oldu gibi geliyor bana, sana içimi dökmeyeli. Yüzüne bakarken, sesine uzanıp dinlenirken, severken ve sevgimi terbiyelerken asırlar geçti sanki ve ben seni kendime bile söylemedim.

Karşılık beklediğimden değil, boynuna borç değil, ödünç değil, sorumluluk değil.

Sadece sevdiğim için.
Bilmen için.
Unutmaman için.

Ne bir teşekkür ne de bir sitem.
Sadece ben benim ve sen benim olduğun için.

Öperim, bırak öpeyim.
Hep.


Senin,
...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.