Ana içeriğe atla

Olmuş gecenin bir buçuğu..
Elimi ayağımı kaybetmişim gibi telaşlanmam niye..
Sebepsizlik değil anlamlılık bu.
Sanki dünyada hiç mi pencere yok loş ışığı her yere yansıtan.


________________



Biz sıradan aşıklarız..
Haylazlığımız tutar da kedi oluruz kimi zaman.
Gece olur sonra..
Müzik çalar bir odada bir odada sessizlik.
Kaç kişi kapı eşiğine savrulmuşluğuna bu kadar şaşırır senin ve hayranlıkla karanlığa alıştırır gözlerini seni izleyebilmek için.



__________________



Bir düş kur...
Ellerinle süsle üzerimi, ayak bileklerime takılsın kalsın vakit.
Hep gizli bir acıya inliyor hayat.
Düş kur..
Gece ayaz,
bu incelik fazla bana.



_______________________



Çocukların ve kadınların mevsimlerden tek anladığı gökyüzüne bakmaktı belki.
Yoksa kasım ayında uçurtmalara rastlayabilir miydi insan.
Sımsıkı tut beni
Sımsıkı !
Yeryüzüne aitim ben.



__________________________

Insan yazıp silmeye başlamaya görsün..
alıp başını gidiyor her şey usulca.
Bir akşam üzerine yakışmayan bir kırgınlık bu.


________________________


Bir adımı bilirim bir senin kaybettiklerini.Olur ya oturursan bir gün gölgene, tüm gece dolarsa odana ve sızlarsa iliğin dahil her zerren.
Hatırla..
Ben bilirim kaybettiklerini.


__________________________


Insan her yöne aynı anda bakma çabasıyla yorulur..
ben hep usul usul
uzun uzun bakıyorum dünyaya..



_____________________



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.