Ana içeriğe atla

Sanırım dünyayı anlamlandıran, hakikati esnekleştiren, insanı kurallara ters düşüren bu his, bu duygu, bu tarifsizliği her şeyin.Bu aslında bir bütünleşmek.Kaçtıkça geri dönmek.Anladıkça aptallaşmak.Koptukça düğümlenmek.Izlerine isimler vermek sessizce yüzü olmayan her ifadenin.

Bazen yaralarıma anlatıyorum bu söz bilmezliğini yüreğimin.Aslında hiçbir şey deyişmiyor, aynı hızda ilerliyor hayat, zaman her  şeyi aynı şekilde zor kılıyor, yarım kalıyor birçok şey.Anlam ne çoğalıyor ne de kendinden yitiriyor. Bütünleşmiyor insan ama eksiklerini önemsemiyor artık.Bunun bir adı yok, bir rengi yok. Hangi melodiye yaslasan uyumlu, hangi duyguya bağlasan ters.Bir güneş açıyor gün oluyor, bir yıldız parlıyor gece.
Ödü kopuyor insanın değişir diye.

Ödüm kopuyor değişir diye tüm değişmedi zannettiklerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.