Ana içeriğe atla

Düşlerin gösterişi


Bir gün karşılaştık sadece,
karşılaştık biz ikimiz.
Sonra biz seninle yeni bir kıta keşfettik yeryüzünde. Elim sırtında gezinirdi,
gözlerin utangaç bir sabah gibi kaplarken ruhumu, akşamlarımız hep sonsuzdu.
Hiç bilmediğim bir sürü ismi vardı artık göğün, sayısız ışığı.
Kuşlara olan sevgimi senin büyük ellerinde keşfetmiştim.
Bazen sadece bir menekşe kurtarırdı günü, bazen bir taze kahve. Sen hep bilirdin içimin küsmelerini. Sen hep okşardın daha sızlamadan yaralarım.
Hayat hergün benim için hazırlanmış gibiydi sen yanımdayken.
Böyle böyle bir ben kurtardın sen.
Bir ben açtın solmuşluğunda zamanın.
Herkes vazgeçmiş gibi yürürken kalabalık yollarda, sen kaldırımsız ama sonsuz bir ufka bakan mahalle kuytusuydun.
Hiç mi bilmez bir insan kendini kendine saklamayı ?
Sen hiç bilmedin.
Sanki diyordum uyuyan yüzünü izlerken bazen, sanki bir yüce güç bana iyi bir şeyleri ıspatlamak derdindeydi.
Seni vermişti.
Sanki tüm karanlıklar saçına sakalına benzetilince evcilleşebilirdi.
Sanki bir tek ben ödüllendirilmiştim.
Biz seninle yeni bir kent kurmuştuk boşlukları dolduran, tüm suskunluklar ve tüm çığlıklar artık çiçek açıyordu orada. Kimse kimsede ölmeyecekti.
Dağları anlattın bana, ormanları çizdin yüzüme, denizleri getirdin ayaklarıma.
Bir defa hatırlıyorum, bulutların üzerinden izledik dünyayı, bulutların üzerinde elin hep elimdeydi.
'Düşmekten korkan kim, uçup gitme diye tutuyorum' demiştin.
Sımsıkı.
Hiç bırakmadın.
Hayat kimine bir umut, kimine bir acı.
Yaşamak ölmek çoğu kez, yaşamak direnmek.
Sen beni toprakları savaşlardan arıtır gibi tuttun, sevdin beni insana can verir gibi.
Kim bilir, hiç bildin mi bunca sevdiğimi seni.
Bunca sevildiğimi bildiğimi.
Bir şarkı çalsa sen belimde yeşeren cennet olursun, bir rüzgâr esse saçlarımın kokusu.
Hiç hissetmedim ben senden önce gücümü, hiç bilmedim adımı, yazımı bilmedim.
Varmam gereken bir adresmişsin, bir kapı önü, bir merdiven, bir lamba, bir hayat.
Düşlerin gösterişiyiz sanki.
Bazen kavga eder barışırdık, ben ağlasam sen eksilirdin. Sen eksilince ben daha çok ağlardım.
Sonra geçerdi.
Hep iyileşti yüreğim yüreğinle.
Inandım, biz iyi şeyleriz birlikte.
Ah yüzüne yeri göğü ektiğim, kuşu bulutu verdiğim.
Ah bilekleri köprü, gözleri uçurum sevgilim.
Biz seninle bir yutkunuş uzunluğunda, bir nefesçik hikâye.
Biz seninle evvelden ezele.
Biz seninle tam.
Biz seninle kavuştuk mu şimdi ?
Sen koştururken hayatımın içinde telaşla, beni tutarken, sarılırken, öyle bir köşede oturup beni  izlerken.
Paylaşırken benimle ufak tefek şeyleri bile.
Yaşarken ve hep yaşarken.
Biz seninle kavuştuk mu ?
Bilmez misin,
ben seni özlemeye yanıbaşında başlarım.
Kaç gün başlar biterse de değişmez.
Ben seni yaşarken özlerim.
Yakışmaz bize başka türlüsü.
Uzaklar bizim değil.
Göğsümdesin.

2:31 / 22ocak19


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.