Ana içeriğe atla

yaşamak oluyor her şey

 Yaşayabildiğim kadar yaşıyorum..

Seni, kendimle birlikte.

Daha az keşkelerim olmasını istememe rağmen.. daha güvenilir tesadüfler umut etmeme rağmen ..  yorulmuyorum yeryüzünden.

Bir fesleğenin konserve tenekisine ne güzel yakıştığını hatırlatıyorum kendime.

Kalbim tökezliyor fikrimin inceliğinden.

Okuduklarımın, gördüklerimin hatta dokunduklarımın bile ardını bilmek isteğim bu gecede.. 

Tek sen uzun cümleler kurma isteği doğuruyorsun içimde..

Seni anıyorum..

Sonra

 Yaşamak oluyor her şey.

Tuhaf bir şey insan olmak.

Ben olmak, kendinle birlikte.

Anımsamak ve bilinmediği halde tanımak gibi bir şeyleri.. duraksamak ama asla yorulmamak.

 İçinde gezinen ayak izlerimi hissedebilmendir tam bu his.

Kusurdur, huzurdur, sevmektir öteleri.

Gökyüzü olabilmek gibi bir umudu var kalbimin.. 

Gökyüzü ve kuşları..

Kuşlar ve kanatları..

Çok şair çok şey yazmış, birçok hikâye anlatılmış..

Şehirler yerle bir olmuş da 

üzerine denizler uzanmış..

Ama hiç kimse bunu gören ve katlanıp yerinden kıpırdamayan göğün gücünü anlamamış.. 

Kuşları izlememiş hiç kimse.

Renklere bulanıyor ellerim ruhunu okşarken.. ağzımda kaymış yıldızlar şöleni.

Hayalperestiz belki biz, 

Uçabiliyoruzdur belki gizlice.

Gökyüzü güzel kuşları hür.

Seni anıyorum..

Sonra

yaşamak oluyor her şey.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir mart 2019

Belki ...satırlarımdan vazgeçmeliyim artık çünkü alıştım çiçeklerimle konuşmaya. Birsürü mevsim geçmiş gibi hissediyorum kendimi, birsürü yol aşmışım gibi. Halbuki kaç sabah kaç gece geçti saymıyor ki... .  Iyiyim gibiyim, belki de hala kuşları kandırıyorumdur pencereme konan, bilemiyorum. .  Bu his ne bir zafer ne de bir yenilgi gibi, bu his başı yada sonu olan hiçbir şeye benzemiyor.. .  Sesimin yankılanışı aramıyorum artık aklıma gökyüzü düşünce, bulutların özgürlüğüne yaslıyorum fikrimi.Kalbim hiç olmadığı kadar sakin ve derin. Kalbim hiç bilmediği kadar muhafazakâr ve temiz. Kalbim yerinde hala.... . Anlatmak istediklerimden vazgeçmedim, anlattıklarıma hergün sabah akşam su veriyorum, her gün tozunu alıyorum raflarının. Bazen mor menekşeler bazen de sarı güller koyuyorum yanlarına.... . Yüzyıllarca dinlemeyeceğim şarkılarım var artık benim, halbuki hala o kadar tazeler ki dans edebiliyorum bazen melodilerinde.. . Içler karartıcı anılarım var, tüm ışıkları...

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Kayıp bir Şubat gecesinin hikâyesi.

Pencerenin başındayım. Ay, yıldızlar çam ağaçları. Tüm gün düşünüyorum, tüm gece düşünüyorum, şiirlerde, şarkılarda, sessizliklerde düşünüyorum. Sonra gün geçiyor, saatler, hayatı durduruyormuşum, yada durdurmak istiyormuşum gibi, şu pencerenin başına oturuyorum. Hayret sigara yok elimde, sigara içmiyorum. Ay yıldızlar çam ağaçları. Yeterince yüksek değil bu ev, hangi köşesinden bakarsam bakayım, hangi penceresinin başıma geçersem geçeyim, sadece ay yıldızlar ve çam ağaçları. Seni göremiyorum. Ne denizi, ne kuşları, ne güneşi, nede İstanbul'u. Ne kadar kabullenmek istemesemde canının yandığının farkındayım. Mutlu olduğun an...