Ana içeriğe atla

Hâlâ!

 Zamanı eğdim, sakladım seni.. Bu umuttur yeryüzünden sonsuzluğa kadar..

Mucizem bir limanımın olması değildir hiçbir zaman.. denize hükmedişimdir.. Gözlerimden sökülmüş kuşları salıvermektir gökyüzüne.. Sensindir, olduğun kadar.. Benimdir senden ötürü hâlâ.. 

Çatlak ve isli sesin dolanınca saçlarıma nefesini okşamaktır marifet.. Sen evrenimin sonsuzluğu.. uzak yolum.. kurak toprağım.. suskunluğum..

Gün gelirde ellerimden çiçekler uzarsa ruhuna.. gün gelirde bir tutam kabuk bağlanırsa yarana.. günahına sevabına.. göze alınan söz kırımına..

Inanmadığın ne varsa gucakla.. hayaller kur küf tutmuş eskilerinden.. sevmeye incittiğince güzelleşen sesinden başla..Varsın ölsün şiirler ağzında.. varsın kıyıların olmasın.. yıkılsın bulutlar.. gece güne bulansın..

Bir bayram sabahını yaşa korkmadan.. ağla mezarlıklarda.. kahkahalar uzat sokağının tavanına.. çocukları sevindir.. kendini özlemlerinle fazla hırpalama.. 

Varsın hiç kimseler bilmesin seni benim sevdiğim gibi.. varsın güzelliğim toprağında yaşasın..

Bitmesin hiçbir satır dilendiği gibi.. yazılmasın mektuplar.. unutulmasın darbeler.. Sen göğsüme bağlanan adak.. damağımda salıncak.. 

Sen yarınlara uzanmış ellerim.. köklerim topraklarda.. sen yıkılışım direncim..

Büyüdük biz.. artık küçüldü dünya..Gülümse biraz başın kuşlara erişsin..

Ben adının aşınmadığı yerim

Hâlâ !

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.