Ana içeriğe atla

Yutkunmak

 Ben yaşlandım biraz.. 

biraz değiştim.. 

büyüyemedim hala.

Sigarayı bırakalı daha bir ay olmuşken ..

Şiirlere meyilli ellerime küsen ciğerlerimi avutmaya çalışıyorum solmuş çiçekleri koklayarak ..

Beni benden sorma artık.. 

beni benden anlatma kimselere..

Kahve fincanlarını okşamıyorum yeni hayaller kurayım derken ..

Çaylar demlemiyorum kış aylarında pencerelerime yaslanan düşüncelerim uğruna..

Dualarımı duvarlarımı yeniledim..

Renklerimi soyundum attım üzerimden..

Ağlayan kuşları var göğün bu kış..

Yaralı balıklar nefes tutuyor sularda..

Sorsan

Ne çok sevdim oysa ben ne çok yaşadım ne çok güldüm geçtim..

Dünya saçlarımım uzadığı yerlerinden sarsılırken utanıyorum..

Yazdım bitiremedim.. 

sustum köreltemedim.. 

bir yandan hatırlamak için can attıklarımı bir yandan da unutmaya çalışan ben

 Affedilebilir miyim ?

Beni hatırlayan ne kadar hücresi varsa bedeninin.. 

ne kadar yankısını tuttuysan sesimin içinde bu güne kadar..

O kadarım..

Öyleyim..

Bahar gelecek diyen annemin avutamadığı bir soğuk akşam vaktinde ..

Kuşları denizi toprağı yağmurları hor görmediğim kalbimle ..

Sokaklardayım..

Yürüyorum..

Ve utanmadan hala seviyorum yutkunmayı..

Beni lütfen sorma benden..

Beni yine bana sen öğret..

Ben hep senden ötürü azad edildim..

Hep azad edildim..

Tesekkür ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.