Ana içeriğe atla

İnsan en çok kendi içinde

Yürüdüm, ayaklarımın değdiği yerlere uzadı saçlarım. Görünmezleştiğim de oldu elbet, görünmek için kendimi diri diri yaktığımda. Düzlerin tepelerinde şiirlere rastladım gezinirken, hikayelerin sonlarına ağladım. Sesimin bu kadar güçlü olduğundan haberim yoktu, bilmiyordum türkülerin uğultusunu.

Kırmızı zakkumlarla tanıştım, sularda yoruldum kıyılarda duruldum. Vakit bir zeytin ağacının gövdesinde ilerliyordu, kediler, kuşlar, sesler bu mevsimde daha güzeldi hissettim. Böcekleri sevdiğimi anlattı bana Ağustos, gecelerin serinliğini. Hiç olmadık yerlerde ceplerini yokladım ruhumun, aradığım sen oldun, bulduğum sendin.

Var etmek kolay olmuyor umutları, aflar hiç hafiflemiyor. Senin aksine ben daha duygusal bakıyorum hayata, daha ulu orta kanıyorum kanatlarımdan.Ama anladım, tüm dik duruşunun ardındaki dağılmışlığına bile hayranım senin. Hiç olmadık sebeplerle derinlerini yokladım fikrimin, aradığım sen oldun, bildiğim sendin.

Hayallerini hayallerime anlattım, sesinin sesimi utandırdığı anlarda tekrar keşfettim seni. Varlığının inkar edilmezliğine sarıldım durdum çocukluğuma rastladığım sokaklarda. Kadın kalbimle yücelttim hislerimi.

Bir yığın yaşadık böyle seninle, bir yığın çoğaldık. Biraz öldük bir yığın. Hiç bilmediğim dillerde bağırdım ismini, aradığım sen oldun, bulduğum sendin.

Ağustos bitti.

İçimde ılık bir hüzün, güzel ama incitici bir hüzün.

Yaşadıkça güzelleşir bazı şeyler.

Beni hep sen güzelleştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.