Senin için zaman farklı mı akıyor?Hiç mi çirkinleşmek bilmezsin sen? Tenden, kemikten geçtim çoktan. Kanın diyorum, hiç mi ferahlamaz senin. Delirdikçe hayatta kaldığım bu kalabalığın ortasında, vazgeçmemenin temsilisin. Bir dur, bir durul, biraz acı bana. Nefesimi her ele geçirişinde, senin için neresinden ateşe vermeliyim yeryüzünü? Hangi okyanusun dibini keşfedip, kaç ağaç dikmeliyim ziyan edilmiş düzlere. Çabasız bu güzelliğine sessiz bir kalkınış oluveriyorum. Beni koru bana sonsuz gücünü ver.
Sana pencerelerimi bırakıyorum, uzanıp seni izlediğim pencerelerimi. Satırlarımı bırakıyorum sana, yan yana dizerken kelimeleri, içimin titrediği satırlarımı.Hiç çok fazlam olsun istemedim senden. Hiç kafes, kelepçe, tel örgüler yakıştıramadım sana. Kuşlardan, sulardan, çiçeklerimden bahsettim. Sanırım sen hala kış görmemişliğimden emin, ışığımın loşluğundasın. Sana şarkılarımı bırakıyorum, dinlerken seni yaşadığım şarkılarımı. Sana sevgimi bırakıyorum, eksiltmekten aciz ama çoğaldıkça incindiğim sevgimi. Hiç gördün mü beni ağlarken, sana tebessümlerimi bırakıyorum. Hiç şüphe duydun mu kendi gücünden, sana ölesi inancımı bırakıyorum. Senin dilediğin bende hep vardı, hayallerini dinledikçe utanırdım renklerimden. Sesimi bırakıyorum sana, sözler sustukça senden ürken sesimi. İsmimi kaç defa doğurmuştu dudakların, şikâyetsizliğimi bırakıyorum. Sana gecelerimi bırakıyorum,bir efkarlı kadehin dibinde, bir şiirde, bir serin yel estiğinde seni özlediğim gelerimi. Hiç düşündün mü na...