Ana içeriğe atla

Ne cennet ne cehehennem

Kimsenin inanmadığı şeylere inanırım ben, kimsenin korkmadığı şeylerden ödüm kopar.
Mesela kendim, alıp koparır beni benden diye titrek bir sesle konuşmuşluğum çok olmuştur, ürkmüşlüğüm gerçekten.
Yoku kim alabilmiş ki şimdiye kadar, var olanı ne kadarmış kim bilebilmiş.
Mesela rüzgâr, nefes taşır diye yüzüme yüzüme esmesine izin veririm.Taşınır mı nefes, halbuki taşınmazlığını iyi bilirim.
Edindim, ufak tefek edindim, kıymık kıymık edindim. Söyleyerek, susarak, yutkunarak edindim.
Sonra baktım iki elim vardı, iki ayağım, her mevsimliğim, her şeyim, hiçbir şeyim.

Nerede bir düşmüşlüğüm olduysa oralarda ot, çiçek, artık kimsenin el değmemişliği.
Nerede üşümüşsem öğrenmişimdir hep. Üşümek güzeldir diyebilir mi dil.
Ve yara kabuğundan epeydir ayrıdır, epeydir hasret, parçasıdır çünkü.

Kimsenin sevdiği gibi sevmedim ben, sevdiği gibi sevmedim kimseyi. Farzettim ki usulca geçmek gibi bir kentten sevmek.
Kuşlar ne yapsa affedilir ya, öyle biraz da. Kuşları kaldı bana göçmemişliğin.
Sevdim, akşamları dışarıya ışığı yansıyan pencereler gibi, hep bir şefkat umar insan çünkü ardında. Perdelerin çiçeği,danteli, basması, kiri bile umrumda değil der gibi sevdim. Yuvadır ardı, yuva sevilmez mi ?
Bir memleket sevgisi gibi sevdim, memleket sevilmez mi ?

Duraksadığım yerlerdir elbet hikâyem, kimseye diyemem.
Duraksadığım yer, ne cennettir ne de cehennem.
Isim verilmez, isim taşınır.
Isimsizliğimdir sevmek, özgürlük hakikat.
Beklemek marifet bilinmesin, beklemek susuzluğudur insanın.Kavuşmak kutsal sanılmasım, kavuşmak yenidir, yenilere kıyılmaz.
Yaşadım, elbette yaşadım.
İnanılsın ki benden başka hiç kimse yaşayamazdı bu kadar bu hayatı.
Benim diye yaşadım, bana diye yaşadım.

Şimdi hiç bir şey olmamış ve her şey yolundaymış gibi tebessüm ediyorsam, bir parça tam kalmışlığımla susabiliyorsam, bağırabiliyorsam hala.
Acıklı hikâyeler, kısa cümleler, eksik şiirler için değildir.
Olduğundan o kadar çoktur ki insan "Şuram der, şuram."
Gitmesi gerektiği kadar gidememiştir, sevmesi gerektiği kadar sevememiştir, kalamamıştır hiç yeterince, büyüyememiştir.
Ne yaşadık ki daha denmez ya,
şuram der,
işte şuram,
çok çok.

1temmuz18 / su

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Boş kafes

Bir gün beklemeyeceksin, olan yine bana olacak. Benim güvercinlerim kaybedecek yolunu, benim cenazelerim kalkacak her saat başı yeni yıkanmış yüzlerle. Ben tutup bir dala asacağım sesimi, benim ellerim küf tutacak orada burada unutulmuş gibi. Bir gün beklemeyeceksin, vapurlara küseceğim kaçırdın diye, bulutlara dağıldı diye, bir yıldızdan bin kıvılcım ahı alacak olan da ben olacağım. Temiz zannedilen her yerin kiri gibi, özgürlüğün gizli bir mahkumu, gelmişe geçmişe vurgun bir ben. Bi gün beklemekler gidecek, sen gideceksin, ben bu kuytunun daha içine kemireceğim kendimi, daha karanlığa ve en çirkin halde alıştığım her yerimle çiğneyeceğim geceyi.  Bir gün sen beklemezken artık ve ben beklenmezken, her yerden kovulmuş gibi bakıp susacağım hayata. Yine. Ve evet söz etme bana güzelliklerinden, vakitten. Şehir isimlerini sokma aramıza, adını sen verme hiçbir sokağın, soluma öyle derin, göğü yere yaklaştırma. Bir gün beklemeyeceksin, o gün yolunu kaybedecek güvercinler. Ne acı, ne

Sarmaşık

 Pencereden sarmaşık gibi  sarkıp şimşeklerden yağmurlardan  belki bir parçası kopupda yüzüme düşer diye bekliyorum gökyüzünün ..  Kuşların geceleri güvende olduğunu bilmek gibi huzur verici bir düşüncenin içinde ..  ayaklarımın ucunda oturan kedimi daha çok seviyorum. Insanları ne renge buladığımın bir önemi yok..   sesleri yiyip yutan  ışıkları ürküten bu havada..  bahar ölmez dercesine sarkıyorum penceremden.  Yağmurları çabuk dinmez bu şehrin.. kadınları vazgeçmez. Gökyüzünün bir parçası ol sen mesela.. Yağmura küs Rüzgâra kafa tut Söndür şimşeklerin  gösterişini. Kırılıp düş .. Kendime katasım var seni.

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.