Ana içeriğe atla

Biraz sev beni

 Içimde sızlanıp duran kelimeleri tut çıkar göğsümden.. sen ki susup bakarken bana gözlerinde savaşlar sonlandıran adamsın.

Biraz sev beni.

 Yoruldum demiyorum, uçurtmalara adanmış çocukluğumu hatırlıyorum yine istemsizce. Özlüyorum diye çığlıklar yutkunan nefesimi koru kalp atışınla.

Beni durult, beni eksilt ve beni yine sen tamamla.Biraz yaslanmak istiyorum omzuna.. yüksek duvarlar gibi göğü tutan kalbine.. sen ki ceplerinde bana mevsimler biriktiren adamsın.

Anlama beni belki, anlama izle sadece dönüp dolaşıp kendine dönen gölgemi. 

Saçlarımı kuşlara.. sesimi toprağa.. Daģıt beni farkedilmemiş kıyılarına zamanın.

Karanlığa düşmüyorum, derinleri okşamak bu biraz. 

Biraz sus,biraz gör  biraz duy beni.. sen ki suya özgürlüğünü veren, rüzgârı ellemeden yağmurları öpebilen adam.

Unuttuklarımı sür yüzüme, içimdeki bu boşluğu doldur.

Tut ellerimi, tut dağılıp sefil olmasın sessizliğim.. sen ki bir bahçe kadar güzel,  dört mevsim gülümsetmek için beni.

Vazgeçtim, vazgeçtim istemiyorum değişmesin hiçbir şey.

Hayatta kalmanın güzelliğini temsil et dünyamda.

Fikrimi kâinat kılan adam.

Gülümse bana yalnızca..

Biraz sev beni!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Seni cennet bilmeli

İçime atıp duruyordum bilemezsin ki Sabahları o suskunluğunu,aklına gelmiyorum diyordum. Gündüzleri sakinliğini, acaba acaba acaba mı diyordum. Geceleri kayboluyor diyordum, tutunuşlarım mı olacaktı sebebi. Sebebin neydi bilemiyordum. Ama bak buradayım ve buradasın benimle. Biz'e rağmen hayat devam ediyor her yerde farkındayım, bazen dengeleri sabit tutmakta bende zorlanıyorum ama sana da çok ihtiyaç duyuyorum. Uçurumlarınla, vadilerinle. Kayalarınla, kıyılarınla, sana. Her mevsim değişiminde, bir daha ki mevsimi seninle yaşamak için dua ediyorum biliyor musun. Her mevsim, bir mevsim daha diye. Seninle dört mevsim ard arda, yani tüm mevsimlerin güzelliğini yaşamak. Solmak, kurumak, yeşermek, açmak. Seninle, sende, senden olmak. Kalbinden uzanıp doğaya karışmak gibi. Bu sabah evin önünde ki taş merdivene oturdum, yüzüme dokunan güneşi ellerin saydım. Nasıl özlemişim. Günaydın dedim, günaydın, günaydın, günaydın. Yağmurları kokun saydığım gibi, kar tanelerin...

Sen ıslık çal ben dans edeyim.

 Biriktirip biriktirip arınmak bu benim yaptığım sanırım. Herkesin bataklığı da ışığı da kendi değil midir bu hayatta. Vakit geç hatta fazla karanlık. Kimseciklerin göğü yok bu saatte seyredilesi. Elim ayağım üşüsün razıyım.. Hadi ! Sen ıslık çal ben dans edeyim.

Mavi kıyılar

Hayatım bir yana da, ruhumu böyle güzelleştirmesi yok mu ah diyorum ah ! Ben böyle ağzımda gök, kalbimde deniz ile sabaha bile sığamam ki. Ziyan olmamalı telaşları insanların yaşamak uğruna, aceleye getirmemeliyim ellerini. Bir dokunsam sehrin topraklarından cennet doğacak, kıyametler yaklaşacak, kavuşurken biz mavi kıyılara yakın. İsminin bir başı ya da bir sonu yok. kokusundan sızıyor ışıklı vakitler. Tüm bildiğim doğrularım gibi yakışırken üzerime gözleri, e n çok ağzını seviyorum, en en çok ağzını. Nefesinin köklerinden öperim.